25. Bölüm "Zor Görev"

17.1K 1K 434
                                    

Merhaba

Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatırsanız hiç fena olmaz.

Satır arası yorumlarınızın hepsini okuduğumu unutmayın.

Keyifli okumalar...

25. Bölüm "Zor Görev"

***Hayatım gittikçe katlanılamaz bir hal alırken, şehit töreninin üzerinden dört gün geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***
Hayatım gittikçe katlanılamaz bir hal alırken, şehit töreninin üzerinden dört gün geçmişti. Bu dört gün içinde düşünmeye oldukça vaktim olmuş, birçok şeyi tartmıştım. O tartı da en yüksek rakamı gösteren konu bariz belliydi. Fakat bu dört günde sadece o konuyu değil bir de Emir'in meselesine kafa yormuştum.

Emir saldırıya uğramıştı.

Emir ve Buğra alışveriş için iki gün önce dışarıya çıkmıştı, Emir'in anlattığına göre bir süre sonra ayrılmışlar ve Emir arabasındayken silahlı saldırıya uğramıştı. Adamların kalabalık olmasından dolayı güzergahı aramış ve tabiki timi olarak biz gitmiştik. Bunu yapanı tahmin ediyordum, tahminimi doğrulayan kanıt ise son gördüğüm o iki yüzdü.

Deha ve Solucan.

Her şeyde karşımıza çıkması sinirlerimizi altı üst etmişti. Tim iki gündür benim gibi kafasını buna yorarken, düşündükleri diğer şey Alparslan abiydi.

Aslında benim aklımda bunların dışında bir sorun daha vardı. Sorun şuydu ki Alparslan abiye bunu yapanların arasında benim abi dediğim adam da vardı. Bu başlı başına içime tarifsiz bir acı yüklerken gözlerimde ve kalbimde ki ateş günden güne artıyordu.

Ve bir şey daha vardı, abimin o adam olduğu benim için kesin olsa da bu komutanlar tarafından da yazılı bir biçimde kesinleşmişti. Bunun üzerine sorguya alınmıştım, bu canımı yine en derinden sıksa da gerekliydi. Yine kimseye ağzımı açmamış, sorulan sorulara çocukluğumdan hatırladığım kadarıyla cevap vermiştim.

Deha abimdi.

Ölmemişti.

Ve teröristti.

Bunun tekrarlarca yüzüme vurulmasından dolayı sinirlerim boşalmış eve gidene kadar tüm ellerimi parçalamıştım. Eve geldiğimde Emir'i zor bir şekilde iyi olduğuma ikna ettikten sonra o gider gitmez, saatlerce bağıra bağıra ağlamıştım.

Ben o terörist diye sorguya alınmıştım.

Bu sorular tabiki el bebek gül bebek sorular değildi, direkt benim üzerime oynanmış baya baya benim de terörist olup olmadığımı sorgulamışlardı. Emir buna ne kadar itiraz etse hem emir olduğu için hem de benim ısrarlarım sonucunda kabul etmek zorundaydı.

Emir'in bana dört gün önce o sözleri neden söylediğini bilmiyordum ama bir şey sakladığını kendi ağzıyla söylemişti. Dört günde tüm yorgunluğumuz fiziksel olarak gitmiş, artık göreve hazırdık.

TEK NEFES |ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin