Merhaba
Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatırsanız hiç fena olmaz.
Sonda ki sorularıma cevap verirseniz sevinirim.
Keyifli okumalar...
24. Bölüm "Acı fırtınası"
***
Biliyordu adam.
Elbet bir gün bunların intikamı alınırdı.
Elbet o kızın göz yaşlarının intikamı alınırdı, başında ağladığı bedenden dökülen kanın hesabı sorulurdu.
Yıllarca verdiği emeğin karşılığı artık yakındı.
İntikam yakındı.
Dökülen ve dökülecek kan çoktu.
Ve onun, o kızdan başka kimsesi yoktu.
Savaş bitiyordu.
Artık yaşam gerekiyordu.
"Hayde! Geri gidiyoruz!" diye şiveli bir şekilde konuşan adama çevirdi bakışlarını. "Sen n'apıyorsun burada!?"
"Geri mi çekiliyoruz?" Karşıda ki adam güldü.
"Onlardan birini almamız bile canlarından can alır, baksana şimdiden pes ettiler." dedi yine gülerek.
Adam da güldü.
Pes etmek mi?
Onlardan birini almamıza rağmen döktükleri göz yaşlarına güldü. Bir de onlar için çalışan, şuan yerde kanlar içinde yatan adamlara baktı.
Kimse onlar için göz yaşı dökmezdi.
Bir kez daha anladı adam, bunlar insan bile değildi.
***
Derin bir nefes aldım, ciğerlerime dolmadı.
Gözlerimi yumdum, bir göz yaşı daha yerle buluştu.
Kimse konuşmuyordu.
Ölüm sessizdi.
Asker arabasın da Emir, Umut, ben ve Tarık Komutan vardı, diğer komutanlar ise Tarık komutanın da üstüydü. Arkamızda da Alparslan abinin istediği gibi ambulans...
Alparslan abinin operasyonun uzun süreceğini anlayan eşi, evine dönmüştü. Biz de şimdi gidiyorduk, o istenmeyen haberi vermeye...
Zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK NEFES |ARA VERİLDİ
AcciónÇocukluğunda parçalanan o küçük kız güçlü bir asker olursa? Ya da gittiği yerde hayatının aşkını bulursa? Peki geçmişi onu bırakmazsa? Çok, çok fazla soru.. Tek cevap; TEK NEFES Bu onların hikayesi, 2 cesur askerin... *** Kapak tasarımı @NnyksE ai...