11. Bölüm "O"

25K 1.4K 531
                                    

Merhaba

Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatırsanız hiç fena olmaz.

Satır arası yorumlarınızın hepsini okuduğumu unutmayın.

Keyifli okumalar...

11. Bölüm "O"

 Bölüm "O"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Günler hızla akıp giderken buraya geleli aylar olduğu yüzüme çarpmıştı. Zaman yine su gibi akıp giderken ben onsuzluğun 168. ayındaydım.

Derin bir nefes alarak elimde ki fotoğrafı ona yaptırdığım özel silahın, kimsenin bulamayacağı bölgesine sakladım. Onun silahıydı bu, benle mezara girecek olan silahtı bu. Hain kanları ile kirlenecek, kan akıtacak bir silahtı bu.

"Hadi Ebru!" diye hala ayna karşısında olan Ebru'ya seslendim. Saçını da son kez düzelttikten sonra yanıma geldi.

"Sen niye böyle giyindin be?" dedi garip bir bakış atarak. Kaşlarımı çatıp üzerime baktım, her gün Ebru'yla aynı sorunu yaşamaktan sıkılmıştım.

"Ebru," dedim bıkkın bir nefes vererek.

"Aman tamam ya tamam, seninkinin gözü başkalarına kaymasın sonra dikkat et." dedi. Bir de böyle imalar yapması hiç hoşuma gitmiyordu.

"Bak yapma şunu." dedim sert bir şekilde.

"Neyi?" diye uzatarak kapıya doğru giderken ona bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki kapı çaldı.

Kapı koluna bastırıp kapıyı açınca, karşımda ki time gülümsedim. Gerçi Emir'in bedeni diğerlerini görmemi engelliyordu çünkü kamuflaj hariç giydiği şeyler üzerine yapışıyor, bütün kaslarını öne seriyordu. Abartılı bir kasa sahip biri değildi, bir özel kuvvet askerine göre gayet güzel bir fiziği vardı.

Ve yüzü.

"Hazırsanız?" dedi Emir kibar bir şekilde. Onu uzun zaman sonra ilk defa bu kadar kibar görüyordum.

Başımı sallayarak cevap verdim ona. Sohbet ederek yola koyulduğumuzda yolculuğun nasıl geçtiğini anlamamıştım. Restorana girince rezerve edilen yere oturduk. Boş pantolonum ve üzerime geçirdiğim beyaz t-shirt buraya biraz sade kaçıyor olabilirdi zaten abartı şeylerden de hoşlanmazdım.

Hala sohbet etmeye devam ederken kulağıma eğilen Ebru'ya dikkatimi verdim.

"Deniz, rahat edemiyorum ben bununla!" dedi yerinde kıpırdanarak. Giydiği beyaz mini elbiseden bahsettiği açıktı.

"E Ebru, ben ne yapabilirim?" Gözlerini devirip, Buğra'ya döndü. O sırada Emir merakla bize bakıyordu. Ne konuştuğumuzu merak etmiş olmalıydı. Başımı salladım iki yana 'ne oldu?' dercesine.

TEK NEFES |ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin