Merhaba
Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatırsanız hiç fena olmaz.
Satır arası yorumlarınızın hepsini okuduğumu unutmayın.
Keyifli okumalar...
31. Bölüm "Deniz Eğitimi"
(Temsilidir)
*
**
Yalnızlık beni gölgesinde yıllarca korumuş, çocuğuna bağrına basan anne gibi yıllarca beni bırakmamıştı. Bu yüzden her zaman yalnızlığı iyi bilmiştim. Oysaki benim annem yalnızlığımın sebebiydi. Yalnızlık annemdi ve annem iyi değildi.
Emir'in annesinin nasıl bir kadın olduğunu bilmiyordum, belki Emir bana ondan bahsedene kadar da bilemeyecektim ama bildiğim tek şey kalan saatlerde Emir'in yanında olmak istememdi.
Emir beni yalnızlığın gölgesinden kendi güneşine çıkarmıştı. O ne kadar bunu yanmak olarak adlandırsada ben o sıcağa aşıktım.
"Ayık mısın şimdi!?" dedim biraz önce bir bardak suyu kafasından aşağıya boşalttığım adama.
"N'apıyorsun kızım ya?" diyerek yüzünü silmeye çalıştı. Arkamda bir anda sesler arttı ama oraya dönmedim.
"Bekle bekle," diyerek ona bir adım daha yaklaştım ve yüzünü silmeye başladım ama bir anda arkamdan gelen öksürük sesiyle oraya dönmek zorunda kaldım. Döndüğüm anda karşıma çıkan Deha'ya gözlerimi devirmekten başka bir şey yapmadım.
O, acının ta kendisiydi.
"Hadi gidelim," dedi Emir'e bakarak. Sonra tekrar bana baktı, gözlerimi kaçırmadan baktım ona. Kumrala yakın saçlarına, kahverenginin en açık tonları gözlerine baktım. Sahiden onu ne kadar özlemiştim? Şimdi sımsıkı sarılmak varken düşman gibi bakışmayı o seçmişti değil mi?
"Gerek yok." dedi Emir keskin bir sesle. Deha onun yanına yaklaşınca hızla geri çekildim. Bu onun bana garip bakmasına neden olsada umursamadım.
"İçtin mi sen?" dedi yüzünü buruşturarak. Deha'nın üzerinde üniforma vardı, görevden gelmiş olmalıydı. Emir'in altında siyah bir pantolon, üzerinde beyaz bir tişort ve onun üstünde de siyah deri ceketi vardı.
"Görevden gelmedin mi sen?" dedi Emir gözlerini kısarak.
"Beyler, hanımlar..." diyerek araya giren Çağlar'a kaydı gözlerim, gelmişti. Elleriyle timin geri kalanını çağırdı. "Gelirken komutan aradı," Gülümsedi ama bu çok alaycı bir gülüştü. "Yıpranmışsınız dedi." Kaşlarımı kaldırdım.
"Ne yıpranması amına koyayım?" dedi Emir baygınca. Sarhoş değildi ama ayıkta değildi.
"Şöyle komutanım..." dedi Çağlar ama yine sustu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK NEFES |ARA VERİLDİ
ActionÇocukluğunda parçalanan o küçük kız güçlü bir asker olursa? Ya da gittiği yerde hayatının aşkını bulursa? Peki geçmişi onu bırakmazsa? Çok, çok fazla soru.. Tek cevap; TEK NEFES Bu onların hikayesi, 2 cesur askerin... *** Kapak tasarımı @NnyksE ai...