Merhaba!
Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatırsanız hiç fena olmaz.
Satır arası yorumlarınızın hepsini okuduğumu unutmayın.
Keyifli okumalar...
7. Bölüm "Bebek"
(Temsilidir.)
***
Hayatımız buydu bizim işte. Her an kafamıza silah dayanabilirdi, her an ayağımızın önünde bomba patlayabilirdi, her an ölebilirdik. Ama bizim için en zoru, sevdiğimizin kafasına silah dayanması, sevdiğimizin ayağının önünde bomba patlaması, sevdiğimizin ölmesiyidi. Yeri geldi asker arkadaşımı kaybettim, yeri geldi komutanımı kaybettim, yeri geldi onu kaybettim. Hepsinin acısı farklıydı desem inanır mısınız? Mesela onun gitmesi...O gün keşke dedim. Keşke o değilde ben gitseydim dedim, ama olmadı. O gitti, ben kaldım.
"Siktir!" İkimizinde ilk tepkisi bu oldu. Sonra anında belimizden silahlarımızı çıkartıp, birbirimize baktık. Emir arabayı durdurmamak için üstün bir çaba gösterirken arabanın bir sağa bir sola gitmesini engelliyordu.
"Deniz! Arkaya bakabilecek misin? Kaç kişiler?" Kafamı sallayıp, dışarı baktım. Çok fazla değillerdi, fakat eğer eğitimlilerse işimiz biraz zorlaşabilirdi.
"Arkamızda bir araba var, fakat biraz sonra önümüzü de keseceklerine eminim komutanım. Bence durmalıyız." O kadar silah sesi geliyordu ki dediklerimi duyduğundan emin değildim. Duymuş olacakki arabayı ani frenle durdurup, kapıları açtı.
"Dikkat et!" deyip çıktı. O çıkar çıkmaz kapıyı açıp ben de çıktım, kapıyı kendime siper edip ateş etmeye başladım. Çatışma başlamıştı. Fakat eğitimli değillerdi, çünkü yaklaşık 5 dakikadır ölmemiştik. Ama çok fazlalardı. Arabanın içine nasıl sığdıklarını sorgulamıştım.
"Ne kadar kaldı?" Ne zaman geleceğini beklediğim bu soru beşinci dakikada beni bulmuştu. Vereceğim cevap ise bizi daha da zora sokacaktı.
"4," dedim derin bir nefes vererek. "Sizde?" dediğimde o da sıkıntılı bir nefes verdi. Alanın daralması ile konum değiştirip bir duvar arkasına geçtik, sırtımı duvara dayayıp derin nefesler almaya başladım.
"4, hiç ıskalamazsak bile bitmezler bunlar. Zor da kaldığında kullan mermilerini. Yürü hadi, ellerimize kuvvet." Haklıydı, sanki doğuruyor gibi her yerden biri çıkıyordu. İlk baştakinden azaltmıştık ama şuan kurşunsuz savaşmaktan başka şansımız yoktu. Silahı belime koyup çıktım. Zaten mermi seslerimiz bitince bize doğru gelmeye başlamışlardı bile. Arkamda hareket sezmemle arkama döndüm. Arkamdakinin önce eline tekme atarak silahının düşmesini sağladım. Sonra aynı tekmeden bir tane de suratına geçirdim. Acıyla burnunu tutarken boş durmuyordu, karnıma yediğim yumrukla sendeledim. Yumruk attığı elini büküp, sırtını göğsüme yasladım. Elini bırakıp, kafasına götürdüm ellerimi. Anında boynunu kırıp işimi bitirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK NEFES |ARA VERİLDİ
ActionÇocukluğunda parçalanan o küçük kız güçlü bir asker olursa? Ya da gittiği yerde hayatının aşkını bulursa? Peki geçmişi onu bırakmazsa? Çok, çok fazla soru.. Tek cevap; TEK NEFES Bu onların hikayesi, 2 cesur askerin... *** Kapak tasarımı @NnyksE ai...