3. Bölüm "İhanet"

36.1K 2K 395
                                    

Merhaba!

Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatırsanız hiç fena olmaz.

Satır arası yorumlarınızın hepsini okuduğumu unutmayın.

Keyifli okumalar...

3. Bölüm "İhanet" 

 Bölüm "İhanet" 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***


Bazen tam her şey bitti denilen anda, bir kahraman çıkar açığa ve sizi kurtarır. Hayata tekrar döndüm dediğiniz sırada aslında sizi kurtaran kişinin, sırtınızdan vurmak için kurtardığını anlamazsınız. İşte tam da bu yüzden hiçbir zaman kimseden yardım istemedim.

Yine aynısı oluyordu işte, yine bir şey oluyordu ve kendimi kurtaracak kişi yine bendim.

"Üsteğmen!" diye bağrışını duydum Emir komutanın, aynı anda bütün timin bakışlarını üstüme düştü.

Hepsi bir anda etrafımızı sarınca sanki ilk defa birileri beni, benim için merak ediyormuş gibi geldi. Attım bu düşünceyi kafamdan, malum şuan bana doğrultulan bir silah vardı.

"Yaklaşmayın öldürürüm."

Timdekilerin bakışının 'hadi yapta ağzına sıçalım' bakışı olduğuna yemin edebilirdim o an. Ve bunu doğrulayan söz, Çağlar'dan geldi.

"Hadi bir denesene, hadi amına koyduğumun piçi hadi bir dene!"

Bu saatten sonra yapacağım hamle belliydi, kolunu çevirip başka yere isabet etmesini sağlayacaktım. Fakat bir sorunum vardı, tim etrafımızı sarmıştı. Yani ben şuan silahı nereye hedef göstersem, aralarından birine kesin bişey olacaktı.

Kaş göz hareketleri ile çekilmelerini söylemeye çalışıyordum, anlıyorlar ama çekilmiyolardı.

"Gidin buradan, halledeceğim. " dedim son çare, bu sefer de önemsemişe benzemiyolardı.

"Cidden böyle bir şey yapacağımıza inancın var mı senin?" Bu cevap istemeyen soru Emir'den gelmişti. Alayla gülerek söylediği sözler karşısında sert bir nefes verdim. Açılmaları gerekti.

"Eh yeter be sizi mi dinleyeceğim." dedi ve başımın arkasında ki silaha biraz daha baskı uyguladı. Emir komutan arkamda bir yerlere bakıp başını bir kere aşağıya indirdi ve kaldırdı.

Ve olanlar oldu.

Bir silah sesi, boynuma doğru sıçrayan bir sıvı.

Ve ensemden baskısını düşüren bir silah.

Şimdi anlıyordum neler olduğunu. Buğra yoktu, keskin nişancımız.

Arkamı dönüp, kafasından vurulan bedene baktım, sonra da merminin geldiği yere. Bize doğru gelen Buğra'nın göz kırpmasıyla time döndüm.

TEK NEFES |ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin