Merhaba!
Geç kaldım biliyorum ama bazı şeyler üst üste geldi, yazmaya vakit bulamadım kusuruma bakmayın.
Yazar yazmaz atıyorum.
Nasılsınız, okul nasıl gidiyor? Özlemiş misiniz?
Bölümü okuduktan sonra bana kızacağınızı hissediyorum, saygıyı unutmaz isek hiç sıkıntı çıkmayacak.
O zamann, uzatmayayım. Oy ve yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli okumlarr.
38. Bölüm "Ruh Kanatan Mızrak"
***
Hissetmek istediğim tonlarca acı vardı, tonlarca bıçağın altına yatabilirdim ama hiçbiri bu bakışların altında ezilmek kadar acı vermezdi. Çektiğin acılar dayanılmazdı, dayanmıştım ve işin en zor kısmına gelmiştim. Kalbimi kapatmalarını istediklerin de, açtığımda oluşacak bu acıyı tanımıyordum.
Çoğu 'acı' kavramının içine giren duyguları yaşamıştım ama bunu değil... Bu öyle bir şeydi ki göğsüm daralıyor, nefesim o ölüm anını bana hatırlatırcasına kesiliyordu. Ömrüm boyunca tek bir göze bakma şansım olsa seçeceğim gözler bana eskisi gibi bakmıyordu.
Yüzümde ki siyah maskeyi çıkardıktan sonra yaklaşık 2-3 dakikanın sonunda şaşkınlılıkla açılan ağızlar kapandı. O da şaşırmıştı ama diğerleri gibi değil, onun kaşları çatılmış, yüzü acıyla kasılmıştı. Öyle ki bir an bana, beni burada görmek istemediğini söyleyecek sandım.
Bu sözü onun ağzından duydum sanki bir an, bana git dediği kulaklarımın içinde yankılandı. Oysa bana daha önce hiç git dememişti. Şimdi der miydi?
Özlediğim siyahlar, bana beni seviyormuş gibi bakmıyordu. Kandırdım kendimi. Şaşkınlıktandır dedim. Susturdum içimden kötüyü haykıran sesimi.
Önce çocuğun yanına gittim ve kucağıma aldım küçük bedenini. Öyle korkmuştu ki hâlâ ağlaya ağlaya titriyordu.
"Alabilirim komutanım," dedi hemen arkamdan gelen bir asker. Tek gelmeme izin verilmemişti, iki askerle beraber gelmek zorunda kalmıştım. Biri çevreyi kontrol ederken diğeri çocuğu kucağımdan araca götürmek için aldı. Artık içeride bizden başka kimse yoktu.
Kendini ilk toplayan Buğra oldu, yavaşça yanıma yaklaştıktan sonra bir kez daha, "Siktir." dedi. O an bu bana, beni kovuyormuş gibi hissettirdi. O günler boyunca vereceklerini düşündüğüm tepkilerin arasında en başta olan buydu.
"Yok," dedi Emir geriye bir adım atarken. Aramıza açtığı bir adım, yüreğime damlayan bir damla kordu. "Buğra amına koyacağım senin." dedi ama nedenini anlamadım. Herkesin suratına bu sefer şaşkınlık değil, acı eklendi. Bana bir adım yaklaşan Buğra'nın bile. "Anladın yine geldiğini, bilerek yapıyorsun." Yutkundum. "Sizin yüzünüzde ki ifadeyi sikeyim, kafamın içindekini sikeyim." derken siyah eldiven giydiği elinin avuç içini başına vurdu. Günler sonra bacaklarımın titrediğini hissettim. Bir adım daha geriledi. "Bilerek yapıyorsunuz, görmüyordum!" diye bağırdı birden. O an sadece bacaklarım değil, tüm vücudum titredi. "Görmüyordum, tamam evet çok özle-" derken araya giren Barın oldu. Abim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK NEFES |ARA VERİLDİ
ActionÇocukluğunda parçalanan o küçük kız güçlü bir asker olursa? Ya da gittiği yerde hayatının aşkını bulursa? Peki geçmişi onu bırakmazsa? Çok, çok fazla soru.. Tek cevap; TEK NEFES Bu onların hikayesi, 2 cesur askerin... *** Kapak tasarımı @NnyksE ai...