27. Bölüm "Kalabalık Yalnızlık"

15.3K 1K 377
                                    

Merhaba

Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatırsanız hiç fena olmaz.

Satır arası yorumlarınızın hepsini okuduğumu unutmayın.

Peçeteler hazırsa, keyifli okumalar...

27. Bölüm "Kalabalık Yalnızlık"

***Fırtınalı günlerden sonra havanın güzel olması mı gerekti? Yoksa ben hala gitmedim diyerek kendini ufak ufak hatırlatması mı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***
Fırtınalı günlerden sonra havanın güzel olması mı gerekti? Yoksa ben hala gitmedim diyerek kendini ufak ufak hatırlatması mı?

Hatırlatıyordu.

Hatırlamamak için canımı bile verirdim.

Can ne zaman kıymetli olurdu?

Yaşarken mi?
Ölürken mi?

Yaşarken kıymetli olan can sadece korku verirdi.

Ölürken kıymetli olan can ise sadece nefes keserdi.

O zaman canımın kıymeti yoktu.

"Yaranız var mı?" Sorusunun cevabını düşündüm bir süre. Yara sadece bedende miydi? Askerde, evet. Bedeninde yaran yoksa iyisindir, iyi olmak zorundasındır. Bedeninde yara varsa da iyi olmak zorundasındır. Çünkü askerlik iyi olmayı gerektirir.

Askersen hiçbir zaman yaralı değilsindir mesela.

Ya sağlamsındır, yaşıyorsunudur.

Ya da ölmüş, hesap veriyorsundur.

"Yok," dedi Emir telsizde ki komutana. Biten görevle, elimin tersiyle anlımda ki teri sildim.

"Şimdi olmaz." dedi sessize aldığı telsize. Gözleri üzerimdeydi.

"Millet, nasıl uykum var nasıl!" dedi Çağlar esneyerek.

"Üç gündür burada nöbette olduğumuzdandır kardeşim." dedi Umut'ta. Onun da sesi yorgundu.

"Ben de çok acıktım oğlum ya!" dedi Buğra. Hepsi onaylayan mırıltılar çıkardı.

O gün antrenmanda gelen ani görevle sınıra gelmiştik ve tam üç gündür bir hareketlilik bekliyorduk. Beklediğimiz hareketlilik oluşunca sert bir çarpışmaya girdik. Etrafımda ki pisliklere keyifle bakarken, yorgunluk önemli değildi.

Timle beraber gelen 13 askere, gülümsedim.

Emir hala telsizde konuşmaya devam ederken diğerleri de görevlerinde ne kadar keyif aldıklarından bahsediyordu. Sıkılmıştım.

Aklıma gelen fikirle yine gülümsedim ve yerde yatan adamın yanına gittim. Elimi tam kalbinin 3 parmak altında olan yaraya götürdüm ve işaret parmağımla kanı parmağıma sürdüm. Hemen yanında ki büyük kayalığının yanına gittim ve parmağımda ki kanı oraya sürdüm.

TEK NEFES |ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin