34. Bölüm "Huzurun Kollarında "

12.5K 807 194
                                    

Selaaaammm

Nasılsınız?

Burada ki ve alttaki çoğu şeye cevap vermediğiniz için geçiyorum buralarııı...

Keyifli okumalar diliyorum.

34. Bölüm "Huzurun Kollarında"

 Bölüm "Huzurun Kollarında"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


***

Bir saat düşünün.

Bir de ömür.

Yelkovan yavaş yavaş dönmeye başlayınca, akrep kendini daha ağırdan satıyordu. İnsanların hayatında yelkovan ve akrep her zaman vardı fakat saat tam 12:00 'yi gösterdiği anda o saat, ömüre dönüştü. Tam o anda ömür doldu ve o kişi için saat durdu. İşte o an insan için ne akrep önemliydi, ne de yelkovan. Yelkovan ne kadar acele edip, dakikaları geçirmeye çalıştıysa da akrebin hareketi de ona bağlıydı. Saatler çok yavaştı, akrep gibi. Dakikalar ise hayatımızdan hızla kayıp gidiyordu. Yelkovan acele etti, saate ihanet edip gösterdiği 12 sayısını geçmek için çabalıyodu. O hareket ederse, akrep de ederdi. Her şey ona bağlıydı.

Edemedi.

Akrep ise hiçbir şey yapmadı çünkü o zaten çok iyi biliyordu.

Ölmüş bir kalp, tekrar canlanamazdı.

Dolmuş bir saate, yelkovan bile bir dakika ekleyemezdi.

Hayatımızda her şeyi en başından bilen akrepler mi daha çok yer almalı, yoksa bilmesine rağmen çabalayan yelkovanlar mı?

"Ebru!" diye bağırdı Buğra tam o anda. Ebru koşarak kendini onun kollarına attığında hüngür hüngür ağlıyordu.

"Ö-öldüler mi?" dedi hıçkırıklarının arasında. Yavaşça onlara doğru yürüdüm. Tam ona sarılacağım sıra da Buğra'nın kollarına yığıldı.

"Ebru!" diye bağırdı Buğra. Öyle bağırdı ki, dışarıdan duysam Ebru'nun vurulduğunu düşünürdüm. "Güzelim, aç gözünü. Bir tanem, aç gözünü. Bir şey yok, ölmedi kimse. Ebru!"

"Sakin ol kardeşim," dedi telsizini kapatan Emir yanımıza gelerek. "Şoktan olmuştur, gelecek kendine." Buğra, biraz sakinleşse de Ebru'nun yanaklarına hafifçe vurarak onu uyandırmaya çalışıyordu.

"Güzelim n'olur uyan," dediğinde neredeyse ağlayacaktı. Ebru'yu resmen sarmaladığı için geçmeme de izin vermiyordu. "Ebru!"

"Buğra!" diye bağırdı. Buğra sakinleşmedi, çok korkmuştu ama bu kadar korkacak bir şey yoktu ki.

"Olmaz, olmaz. Hayır, bir kez daha olmaz. Ebru uyan!"

"Buğra!" dedi Emir bir kez daha. Yine duymadı. Tam adım atıp gideceğim sırada Emir tekrar bağırdı bu, o an herkesin susmasını sağladı. "Üstçavuş Buğra Demir! Kızı bırak, hazır ola geç." O kadar sert bağırdı ki Buğra'nın Ebru'yu yavaşça yere bırakıp hazır ola geçmesi bir oldu. Hızla Ebru'ya yaklaştım ve "Ebru," dedim. "Beni duyuyor musun?" Yavaşça hareketlenmeye başlayınca ilk dediği şey "Buğra," oldu. Buğra başını indirdi acı dolu bir rahatlamayla ona baktı. Gözlerini kapatıp, başını tekrar kaldırdıktan sonra açtı.

TEK NEFES |ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin