26. Bölüm "Kabulleniş"

16.2K 1K 258
                                    

Merhaba

Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatırsanız hiç fena olmaz.

Satır arası yorumlarınızın hepsini okuduğumu unutmayın.

Keyifli okumalar...

26. Bölüm "Kabulleniş"

 Bölüm "Kabulleniş"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Üç dakika.

Yaşam ve ölüm arasında kalınan saniyler.

Bizim için ölüm değil, siviller için.

Kendimiz için değil, her zaman vatan için.

Ölüm için değil, nefes için.

"Ne?" diye bir ses geldi kulağımda ki kulaklıktan. "Anlamadım, ne?"

Bu sıra da adam, Emir'in bir saniyelik boşluğuna denk getirerek üste geçmişti. Emir yüzüne yumruk atmasına izin vermeden yine hakimiyeti aldı ve hiç zorlanmadan adama ardı ardına yumruk attı. Adam yarı baygın yarı ayık bir şekilde kalırken, ben yanlarına gitmiş Emir'i kolundan çekmeye çalışmıştım. Tek diz kapağı, yumruk yaptığı eli gibi yerde dayalıydı.

"Burda," dedi karşıya bakarken, sesi karanlık olduğu kadar korkunçtu. Kaşlarımı çattım. Bana döndü ve sadece, "Telefonuna bak." dedi. Adamın üzerinden hızla kalkarken o saniyesinde telefonu çıkarmış, cebimde ki telefonun titremesini sağlamıştı.

'Adamı al, çık buradan. Sivilleri çıkaracağım, bomba imha edilecek.' Telefon tekrar titredi. 'Bu bir, emir.'

Adam bize lazımdı, ölmemesi gerekiyordu.

Her şeyi özet geçen bu mesajına sadece bir saniye bakmış ikinci saniyesinde çoktan ortadan kaybolmuş bedenine baktım. Üçüncü saniyesinde ise harekete geçmiş, birkaç adamın da yardımı ile adamı kaldırdım.

"Gidelim buradan." dedim kanlı yüzüne korku içinde bakarken. Korkum ona değil, ölüme giden timimeydi. Yanlarında ki adama Emir'in peşinden gitmeleri için işaret verdiğinde adamlar ümitsizce bakışlarını etrafta gezdirliler. Sırf hareket olsun diye birkaçı Emir'i aramaya giderken, bulamayacaklarından emindim.

"Hastane?" dedim bir dakika içinde arabaya taşınan adama. Hiçbir adamı yoktu, sürücü koltuğunda o, yanında ki koltukta ben oturuyordum.

Sikeyim, ben onları burada bırakıp nasıl gidecektim!?

Görev dedim içimden, sana emredilen bu.

Halledecek, sana emredilen bu.

"Şuan sadece senin buradan çıkman gerekiyor," Biliyordu. Bombayı, bizim geldiğimizi biliyordu.

TEK NEFES |ARA VERİLDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin