Merhaba!
Nasılsınız?
Hemen bölüme geçmek istiyorum, yıldızımızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli okumalar.
40. Bölüm "İki kelime"
***
Gecenin sabahında uyandığım rüyanın acı sesi hâlâ kulaklarımda çınlıyordu. Abimin yanımdan kalktıktan sonra yaşadığım her şeyin bilinç altıma kazınmış bir hâyal, bir rüya olmasına şaşırmamak lazımdı. Rüyalarıma kadar giren o kokunun beni bir daha sarmalamayacağı gerçeği, sanırım biraz acıydı.
Biraz değil, beni ağlatacak kadar acıydı.
Beni ağlatacak kadar değil, nefesime bir sigara dumanı gibi yavaşça sızacak, ciğerlerime ulaşana dek beni zehirleyecek kadar acıydı.
Ama sorun değildi, ben sigarayı severdim.
İçime çektiğimde dudağımdan geçip, tüm vücudumda hissettiğim o dumanı seviyordum.
Zehri seviyordum, acıya alışıktım.
Acıyı sevmiyordum, alıştığım acıdan haz duyuyordum.
Alışmadığım acı canımı acıtıyordu, daha çok acıyacaktı ama duracağı yeri biliyordum.
Deniz Kutluay kontrolünü kaybetmezdi.
Çekeceği acıyı istediği kadar vücuduna gönderirdi, istemediğini ise kalbinde saklardı. O acı ise üflediği sigara dumanı ile kalbinden sökülüp giderdi.
Deniz Kutluay acıyı hissediyordu.
Deniz Kutluay acıyı kalbinde aylarca gizlemişti ama şimdi ne kadar sigara içsede acı gitmiyordu.
Ama hâlâ kontrol elimdeydi.
İstediğim kadar ağlardım, istediğim kadar acı çekerdim, istediğim zaman acı çekerdim, istediğim zaman gülerdim. Bu gerçek olur veya olmazdı, bu benim elimdeydi.
Deniz Kutluay kontrolünü annesi öldüğünde de kaybetmedi, babası öldüğünde kaybetmedi, abisi öldüğünde bile kaybetmedi.
Deniz Kutluay kontrolünü bir kere elinden düşürdü, abisi döndüğünde.
Dönüşler ne kadar mutlu görünse de acı verirdi.
Ben kontrolümü dönüşlerde kaybediyordum.
Ve zayıf olduğum bütün noktaları kesip atmakla yükümlüydüm.
"Olmuyor!" diye bağırdım son gücümle arabanın içinde. İçimde ki o acının elimde tuttuğum sigaranın dumanı ile birlikte havaya karışması gerekiyordu. "Olmuyor!" dedim bir kez daha. Direksiyona vurma işi o kadar bilinçsizce gerçekleşiyordu ki elimin acısını bu sefer hissetmiştim. "Onu kalbimden söküp atamıyorum." Gaza biraz daha yüklendiğimde hız limitinin arttığını gösteren o ibreden aldığım zevkin bir kez daha farkına vardım. İki parmağım arasında tuttuğum sigaramı bir kez daha dudaklarımla buluşturdum. Derin bir nefes aldığımda ne kadar içime giderse acımın o kadar azalacağını düşündüğüm için dumanı art arda yutkundum. Sonrasında üflediğim dumanla bunun bir kez daha işe yaramadığını gördüm. Bu sefer direksiyona vurmak yerine hızımı daha da arttırdım. Tekerleğin boş, şehir çıkışında çıkardığı sesler kulağımı tırmalarken sigaramı dudağıma tekrar yerleştirdim. İçerinin fazla duman olduğuna karar verdiğimde ise camı açtım. Açılan camla, sabah iki tarak darbesiyle açtığım saçlarım uçuşmaya başladı. Hızım arttıkça yüzüme vuran rüzgardan da zevk aldım ve daha da hızlandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK NEFES |ARA VERİLDİ
AcciónÇocukluğunda parçalanan o küçük kız güçlü bir asker olursa? Ya da gittiği yerde hayatının aşkını bulursa? Peki geçmişi onu bırakmazsa? Çok, çok fazla soru.. Tek cevap; TEK NEFES Bu onların hikayesi, 2 cesur askerin... *** Kapak tasarımı @NnyksE ai...