42. "YARALAR ve İZLERİ"
Karan Duman'ın Anlatımıyla :
Bugün günlerden soğuk.
İçimin titremesine engel olamıyorum. Saat 4'e geliyor ve ben 6 saattir, hiç kıpırdamadan olduğum yerde sayıyorum. 6 saattir Kumsal tarafından aranıyor fakat bulunamıyorum.
Çok değil, yaklaşık 15 dakika öncesine kadar Kumsal'ın, 'Karan' diye seslenişleri dolduruyordu kulaklarımı. Şimdi onun sesi de kesildi. Çıt çıkmıyor. Sokaklara uydum, sessizim. 6 saatin ardından cesaret edip nihayet gözlerimi gökyüzündeki en parlak yıldıza dikebildim.
"Beni affet," diye fısıldadım boğazımdaki yumru geçmek bilmezken. "Beni affet anne."
Gözlerimi yumdum sıkı sıkı. Levent Abi gittiğinden beri ne gelen vardı ne giden. Bana yaklaşık yarım saat boyunca bir şeyler anlatmıştı fakat söylediği hiçbir şeye kulak vermemiştim.
Sol tarafımda kalan sürgülü kapı, gürültülü bir şekilde açılırken tepki verme zahmetinde bile bulunmadım. Bakışlarım gökyüzünden ayırmadım.
"Karan," dedi Kumsal, rahatlamışcasına bir nefes vererek. Koşar adımlarla tam önümde durup kollarını sardı bedenime. "Neredesin sen? Saatlerdir seni arıyorum, bakmadığım yer kalmadı!"
Sarılışına karşılık vermediğimde omuzlarımdan tutarak kendini geriye çekti. "Babam burada olmadığını söylemişti, bana yalan mı söyledi?" Cevap vermedim. "Sizin aranızda bir şey mi oldu?" diye sordu bu kez, merakla. "Onun da yüzü pek iyi değildi. Senin de öyle."
"Hiçbir şey olmadı." dedim, hâlâ ona bakmazken donuk bir tavırla. Omuzlarımdaki ellerine dokunup geri ittiğimde, daha sıkı sardı ellerimi.
"Buz gibi olmuşsun." Yüzüme dokundu. "Karan, sen ne kadar zamandır buradasın böyle? Hasta olmak mı istiyorsun? Ayrıca sen çocuk mu kandırıyorsun? Yüzünün hâlinden belli, bir şeyler olmuş."
"İçime güneşler batırdım," derin bir iç çekip başımı soğuk duvara yasladım. "Isınabilmek ne mümkün."
"Karan?" dedi, sorarcasına.
"Yüzüme gözüme karanlık bulaşmış." diye mırıldandım bir çocuk gibi dudaklarımı büzerek. "Geceyi sevmek zorundayım. Ona uymak ve sığınmak zorundayım."
"Karan.."
"Bir yalanı kendime aşılayıp sızlanmak zorundayım." dedim.
"Karan, sen iyi misin?" diye sordu, sessizce. "Bu saate kadar burada mıydın sen? Ne diyorsun, anlamıyorum ki! Ne oldu?"
"Ben kendime hiç iyi gelmiyorum Kumsal," dedim, bakışlarımı yüzüne değdirerek. "Sığamıyorum. Şu balkonda deliriyorum saatlerdir. Kafamı yasladığım her yer soğuk. Her yer zarar, her yer bulanık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞTEN BUZ (TAMAMLANDI.)
Teen Fiction[TAMAMLANDI] ° Aşkın ve nefretin, Dostluğun ve düşmanlığın, Karanlığın ve aydınlığın, Şehvetin ve ihtirasın, en uçlarında yaşanan bir hikaye. Birbirlerine olan aşklarından yanıp tutuşan Karan ve Kumsal, rol gereği gittikleri lisede kardeşlermi...