"Özel Bölüm/ 4"

382 28 33
                                    


Selamlar.. Uzun zamandır aklımda Ateşten Buz'a özel bölüm atma fikri vardı ama bir türlü başına oturup yazma fırsatı bulamamıştım.. Nihayet buldum o fırsatı. Onları o kadar özledim ki, yazmak için sabırsızlanıyorum. Size iyi okumalar diliyorum ve bölümü yazmaya koyuluyorum :)


°°°°°°°°°





Aklımı istila eden düşüncelerden kurtulmaya çalışırken, iç savaş yaşıyordum kendi kendime. Kardeşimi takipten bırakalı 5 ay oluyordu fakat ben her ne kadar peşindeki adamları görevden alsam da, uzaktan onu gözlemlemekten bir türlü vazgeçemiyordum.

Önümde işlediği cinayetlerin fotoğraflanmış görüntüleri vardı. Her biri, diğerinden daha kötüydü. Daha vahşiceydi. Daha kan dondurucuydu. Gece Sarsılmaz, cemiyetteki takma lakabıyla Ejder, tam bir ölüm makinesi hâline gelmişti ve bunun önüne geçilemiyordu.

Her geçen gün canı yanıyor, yandığı canının on misli kadar can yakıyordu.

Ellerimle çenemi sıvazlarken kafa patlatmaktan başım ağrımaya başlamıştı. Ne yapacaktım? Nasıl engel olacaktım ona, nasıl önüne geçecektim? Kumsal 5 aylık hamileydi ve sorumlu olduğum bir ailem vardı. Onların canını riske atacak bir şey yapamazdım.

"Karan, bebeğim?" Kumsal'ın odaya yönelen adım seslerini duymamla birlikte apar topar önümdeki fotoğrafları kaldırıp dosyanın içine bıraktım. Tam o esnada odaya giriş yaptı Kumsal. Beni masa başında görmesiyle birlikte kaşları çatılırken, "Hâlâ mı çalışıyorsun sen?" diye sordu dudaklarını büzüp. Bana doğru ilerledi ve tam önümde durup kendimi masaya yasladı. Elleriyle gömleğimin yakasını düzeltirken, "Benimle hiç ilgilenmiyorsun." diye fısıldadı.

Kendime gelip dudaklarımı birbirine bastırdım ve Kumsal'ın belinden tutup kendime çektim onu. Bu hareketimle birlikte üzerime eğildiğinde, "Öyle mi?" diye sordum kaşlarımı kaldırıp. "İlgilenmiyor muyum?"

"Evet, ilgilenmiyorsun." diyerek omuz silkti. "Sürekli çalışıyorsun, sürekli önünde yığınla dosya var. Mali ve Kerem o bar senin, bu bar benim geziyorlar. Tüm işleri sana yaptırıyorlar."

Boğazımdan bir kıkırtı dökülürken, "Hayatım bekar onlar," dedim sessizce. "Benim gibi başını bağlayan birileri yok ki. Bırak gezsinler."

Kumsal, söylediğim şeyle birlikte sertçe omzuma vurdu ve geriye çekildi. "Ben seni kısıtlıyor muyum yani?" diye sordu, sesini yükselterek. Sonrasında ağlamaklı bir ifadeye büründü yüzü. "Sen beni artık sevmiyorsun Karan!"

Kendimi tutamayıp güldüm ve ayaklandım oturduğum yerden. Kumsal bana trip atar gibi sırtını döndüğünde, arkadan yanaşıp kollarımı doladım bedenine. Karnına küçük dokunuşlarda bulurken, "Şaka yaptım yavrum ya, ne bu alıngan tavırlar?" diye sordum hayretle. "Hamileliğin huyundan mıdır suyundan mıdır nedir, aylardır böylesin."

"Beğenmiyorsan git başka kapıya," dedi ters bir tavırla. "Ben bakarım yavrularıma."

"La havle!" derken onu kendime doğru döndürdüm. Bana gözlerini kısarak baktığında, önüne gelen saçlarını geriye iteleyip, "Alınıyorum ama bak." diye mırıldandım dudaklarımı büzerek. "Benim bu dünyadaki en değerlilerimsiniz siz, oluyor mu böyle laflar?"

ATEŞTEN BUZ (TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin