32. "ÖZLEM"
8 Temmuz 2003 / Londra
Kumsal Özkan'ın Anlatımıyla :
"Kızınız Kumsal ve oğlunuz Karan ile ilgili çıkan haberlere ne diyorsunuz Levent Bey? Astı astarı ne bu işin?"
"Gerçekten de kardeş değiller mi?"
"Bu gerçeği neden sakladınız?"
Ardı arkası kesilmeyen sorular, başımın dönmesine sebep oluyordu. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Eğer babam ısrar etmeseydi, bir dakika bile kalmazdım burada.
"Öncelikle," dedi babam boğazını temizleyip önündeki ufak mikrofona eğilerek. "Siz susacaksınız, ben konuşacağım. Lafımın bölünmesinden hiç hoşlanmam."
Bu sert tavrı, herkesin sessizleşmesine sebep oldu.
"Karan Duman, benim gerçek oğlum değil." dedi sertçe. "Onu, çok küçükken evlat edindim. Kendi oğlummuş gibi sevdim. Korudum, kolladım. Ölen ailesinin eksikliğini hissettirmemek için gayret gösterdim. En iyi okullara gönderdim. En iyi eğitimleri alması için elimden geleni yaptım. Kumsal ise," dedi ve bakışlarını bana değdirdi. "Kumsal ise onu çok sevdi. Yedikleri içtikleri ayrı gitmedi. Hep bir aradaydılar. Birbirlerine her zaman destek oldular, birbirlerine sahip çıktılar."
Babamın sözleri, gözlerimi doldurmaya yetti. Karan'ı özlüyordum. Çok özlüyordum. Bir kez sesini duysam, rahatlardım. Yüzünü bir kez görsem, aylarca yeterdi bu bana.
"Karan, evlatlık olduğunun bilinmemesini istedi. Ben de bu kararına saygı duydum ve bunu herkesten gizledim. Bilen birkaç kişi vardı, onlar da istisnaydı."
Dirseklerini, önümüzdeki masaya yasladı. "Kızım ve Karan arasında, kontrolüm dışında bir aşk başlamış. Ben de bunu geç farkettim. Gazetelerde gördüğünüz görüntüler shop ya da montaj değil, gerçek."
"Peki," dedi aralarından genç bir adam bir tık ileri gelerek. "Önüne geçecek misiniz bu işin? Yoksa razı mı geleceksiniz? Bildiğimiz üzere, Karan Duman'ın üzerine kalan bir cinayet var. Bunlara inanıyor musunuz? Bu konu hakkında ne söyleyeceksiniz?"
Elimi, masanın altından babamın dizinin üzerine koydum, destek olmak istercesine. Çünkü şuan yine yalan söyleyecekti. Önümüzde duran üç tane kameraman bizi canlı olarak çekerken, gerçeği söylemezdi.
"Karan beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattı." dedi, sertçe yutkunarak. "Ondan böyle bir darbe beklemiyordum. Kızımın mutluluğu benim için ön planda fakat bu mutluluğun Karanla gerçekleşmesi söz konusu bile olamaz. Kızım, bir katille ilişki yaşayamaz. Kendisi de böyle düşünüyor. Karan'ı çok seviyorduk fakat bu son yaptığının affı olamaz."
"Mirastan reddedecek misiniz?" diye sordu, bir kadın.
"Benim, Karan Dumanla hiçbir ilişkim kalmadı." dedi babam. Söylediği şeyle birlikte, başımı öne eğip ağlamamak için gayret gösterdim. "Kendisi artık kendi hayatını kuracak yaşa geldi. Bu zamana kadar elimden geleni yaptım onun için, bundan sonra kendi başının çaresine kendi bakacak. Onu mirasımdan men ediyorum. Hiçbir söz hakkı kalmadı. Karan Duman, bir hiç artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞTEN BUZ (TAMAMLANDI.)
Teen Fiction[TAMAMLANDI] ° Aşkın ve nefretin, Dostluğun ve düşmanlığın, Karanlığın ve aydınlığın, Şehvetin ve ihtirasın, en uçlarında yaşanan bir hikaye. Birbirlerine olan aşklarından yanıp tutuşan Karan ve Kumsal, rol gereği gittikleri lisede kardeşlermi...