33. "ZİYARETÇİ"
9 Temmuz 2003 / Londra
Kumsal Özkan'ın Anlatımıyla :
"Karan'ın kaçırıldığı gün beni bilinmeyen bir numara aradı." dedi Selma Abla, babamın gözlerinin içine bakarak.
Bedenim buradaydı fakat ruhum, dünde kalmıştı. Karan'ın beni aradığı o yerdeydi hâlâ aklım. Ona ihanet de etsem, ona hiç istemediği şeyleri de yapsam, benden nefret edemiyordu. Beni seviyordu.
Bana o mahkeme salonunda beni sildiğini söylese de, hareketleri silmediğini gösteriyordu.
"Arayan kişi, Selim Bey'di." diye devam ettiğinde, babamın tüm yüz ifadesi değişti.
"Selim?" dedi sorarcasına. "Selim Aksu'dan mı bahsediyorsun?"
Selma Abla, başını usulca salladı. "Benden bir şey istedi," dedi sertçe yutkunarak. "Karan'ın silahını ona vermemi."
"Selma." dedi babam, dişlerinin arasından. "Yapmadım de."
"Beni kızımla tehdit etti," dedi Selma Abla, hıçkırarak. "Yapmayacaktım. Vermeyecektim. Melek'in uzaktan görüntülerini yolladı. Adamlarını peşine takmış!"
"Bana neden söylemedin?" dedi babam, gürleyerek. Hiddetle oturduğu yerden kalktı. "Ben burada bostan korkuluğu muyum? Bana niye söylemedin Selma? Küçücük kızı koruyamayacak herif miydim ben?"
Babamın sesi git gide tonunu yükseltirken, Selma Abla titremeye başladı. Elleri titriyordu. "Baba," dedim araya girerek. "Korkuyor, görmüyor musun? Sakin ol."
"Sakin mi olayım?" dedi öfkeyle başını bana çevirerek. "Karan, onun yüzünden içeride Kumsal! Sen bunun ne kadar büyük bir şey olduğunun farkında değil misin? Yıllardır yılan beslemişiz koynumuzda! Bize ihanet etti! Karan'a ihanet etti!"
Elleriyle ağarmış sakallarını sıvazlayıp, "Ulan," dedi sinir bozukluğuyla gülerek. "O çocuğun kimsesi yoktu seni annesi bildi! Hadi bana ihanet ettin, hadi bana yamuk yaptın. Sen o çocuğun nasıl hayatını mahvedersin, Selma?!"
Selma Abla, içli içli ağlamaya başladığında, gözlerime hüzün çöktü. Onu böyle görmek, beni kötü yapıyordu. "Yemin ediyorum," dedi nefesini düzene sokmaya çalışarak. "Yemin ediyorum böyle bir şey yapacağını bilmiyordum. Zorunda kaldım. Yapmak zorunda kaldım. Silahı ona bir şekilde teslim ettim. Aramaya gelecekleri günün sabahında, silahı aldığım yere koymamı istedi. Arama yapacaklarını bilmiyordum. Bilseydim, göz göre göre izin verir miydim Karan'ımın hayatının kararmasına?"
"Abla, ağlama lütfen." dedim vicdanım ağır basarken, yanına ilişip. "Ağlama, olan oldu."
"Olan oldu," dedi babam tekrar ederek. "Ne güzel ya! Bizi yok saysın, her şeyi mahvetsin, olan oldu diyip geçiştirelim, öyle mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞTEN BUZ (TAMAMLANDI.)
Novela Juvenil[TAMAMLANDI] ° Aşkın ve nefretin, Dostluğun ve düşmanlığın, Karanlığın ve aydınlığın, Şehvetin ve ihtirasın, en uçlarında yaşanan bir hikaye. Birbirlerine olan aşklarından yanıp tutuşan Karan ve Kumsal, rol gereği gittikleri lisede kardeşlermi...