47. "YUVA"
Media : Karan'ın annesi Kumru'nun yüzüğü.
Ateşten Buz'un en uzun bölümü bu bölüm.
×
Sabahın ilk ışıklarıyla araladım gözlerimi. Dizilerde, kitaplarda veya filmlerde, mutlu mutlu uyanırlardı hep. Ben ise söylene söylene.
Ağzımın içinden bir şeyler gevelerken kendim bile ne söylediğimi bilmiyordum. "Uyandın mı doğum günü çocuğu?" diye sordu, yan tarafımdaki yatakta yatan Mali. Bakışlarımı ağır ağır ona çevirirken gözlerimi ovaladım.
"Yok uyanmadım, hâlâ uyuyorum."
"Kes dalgayı, kes." dedi yattığı yerden doğrularak. "Hadi kalk da kahvaltı edelim, çok acıktım."
"Söyleseydin biricik yengeciğine," dedim ters ters bakarak. "O hazırlardı sana."
"Aslında bakındım ama kimse yoktu evde," dediğinde kaşlarım çatıldı.
"Nasıl kimse yoktu?"
"Yoktu işte," derken yerimden ayaklandım. Beni doğum günümde yalnız bırakmış olamazlardı, mümkünatı yoktu. "Sen görmemişsindir," dedim banyoya doğru ilerleyerek.
"Kör müyüm lan ben?" diye sordu arkamdan, huysuzlukla. Ona aldırmayıp musluğu açarak soğuk suyu vurdum yüzüme. Güzelce yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra geri döndüm Mali'nin yanına.
"Gel benimle, bakalım bir."
Derin bir nefes verip ayaklandı. Ben önden, o arkadan salona doğru ilerledik. Masayı kuran Selma Abla gözüme takılırken, "Abla, Kumsal nerede?" diye sordum hızla.
"Sana da günaydın, doğum günü çocuğu," dedi sevimli sevimli, sorumu duymamazlıktan gelerek. Yanıma doğru adımladı, yanaklarımı sıktı. "İyi ki doğmuşsun benim canım oğlum."
"Abla yapma şunu," dedim kaşlarımı çatarak. "Çocuk muyum ben?"
"Çocuksun tabi," dediğinde Mali kendini tutamayıp güldü. "Bu mu çocuk?" dedi bana yüzünü buruşturarak bakıp. "Hayvan gibi bir şey bu, neresi çocuk?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞTEN BUZ (TAMAMLANDI.)
Jugendliteratur[TAMAMLANDI] ° Aşkın ve nefretin, Dostluğun ve düşmanlığın, Karanlığın ve aydınlığın, Şehvetin ve ihtirasın, en uçlarında yaşanan bir hikaye. Birbirlerine olan aşklarından yanıp tutuşan Karan ve Kumsal, rol gereği gittikleri lisede kardeşlermi...