12. Bölüm

126K 5.6K 52
                                    

Yeni hikayerimi mermaridd.com adresinden okuyabilirsiniz. Keyifli okumalar.  



***************

Tiz çığlık sesini duyan Güneş hızla eve doğru koştu. Işık elinde şu tabancası ile birine nişan almış su püskürtürken sesin sahibi koltuğun arkasında saklanmış onu durdurmak için çığlık atıyordu. Güneş daha fazla dayanamayarak Işık'ın elinden su tabancasını alarak küçük çocuğa azarlayıcı bir bakış atmıştı. Koltuğun arkasında ki kadına seslenerek "Lütfen sakin olun artık, biraz abartmıyor musunuz, sadece su?" dedi. Güneş'in sesini duyan kadın söylenerek ayağa kalkarken Güneş'i görmesi ile gözlerinden ateş saçmaya başlamıştı.
"Sen! Senin bu evde ne işin var?" Güneş de karşısında ki kadını görünce duraksamıştı. Onu en son çiftlikteki evinde görmüştü. Güneş'te karşısında ki kadın gibi dişlerini sıkmaya başladı. Bu sırada içeriye giren korumalardan biri Mine'nin kolunu tutarak "Çıkış bu taraftan bayan, size yolu göstereyim!" dediğinde Mine çığlık atarak adamın yüzüne tokat atmak istemiş ama araya giren Güneş genç kadının elini yakalayarak ona engel olmuştu. Kemal şaşkın bir şekilde Güneş'in sertleşmiş yüz ifadesine bakarken Mine'nin öfkeli sesiyle kendisine gelmişti.

"Sen kim olduğunu sanıyorsun da bana dokunabiliyorsun?" Güneş onun öfkeli sesinden etkilenmediğini sakin ses tonuyla belli etmişti. "Artık gitseniz iyi edersiniz Mine Hanım. Burada sizi isteyen kimse yok!" Mine çıldırmış gibiydi. Ne söyleyeceğini bilemez bir şekilde etrafındakiler saldırıyordu. "Onun parasının peşindesin değil mi? Bakıyorum da dedesi ölünce hemen onun peşine düşmüşsün!" Güneş derin bir nefes alıp vermişti. Başını iki yana sallayarak "Kemal, onu bu evden çıkar. Adamlara da söyle Doğu Bey gelmeden bu eve kimseyi almasınlar!" Kemal onun sözleri ile şaşırsa da yüzünde ki gülümsemeye engel olamamıştı. "Peki hanım efendi!" Güneş onun muzip gülümsemesini yakalasa da bir şey söylememişti. Işık'ın kendisini izlediğini görünce hiçbir şey söylemeden ona elini uzatmış ve hemen yanıt almıştı. Işık küçük elini genç kızın avucuna bırakırken gülümseyerek Kemal'in evden çıkarmaya çalıştığı kadının ardından bakmıştı.

"O kadını hiç sevmiyorum Güneş abla! Sürekli bana kötü sözler söylüyor. Babam duysa onu çok kötü yapardı." Güneş küçük çocuğun heyecanlı bir şekilde konuşmasına gülümseyerek bakıyordu. "Oyun oynayacak mıyız?" genç kızın sorusu küçük çocuğun gözlerinin parlamasına neden olmuştu. Güneş'i çekiştirerek televizyon odasına götürürken oyun hakkında konuşmasına devam diyordu. İkili televizyon başında elinde oyun kollarıyla kurulurken kapıdan onları izleyen bakışlardan habersizlerdi. Kemal Mine'yi kapı dışarı ettikten sonra eve dönmüş ve küçük çocuğu merak ederek onu aramaya başlamıştı. Güneş ve onun birbirine söylenerek araba yarışı oynamalarını yüzündeki gülümsemeyle izlemişti. Güneş çocuk gibiydi. Işık'ı geçtiğinde ayağa kalkarak dans etmeye başladığında ise kapıda ki Kemal ile göz göze gelmişti. Genç kız utanarak yerine otururken Kemal başını iki yana sallayarak onları yalnız bırakmıştı. Onlar oyunlarına devam ederken Kemal de patronunu arayarak günün özetini aktarıyordu.

"Efendim, Güneş hanımın orada çalışması sizin için uygun mu? Biliyorsunuz o şirket ile aranızda çözülmemiş sorunlar var." Karşı taraftan gelen derin nefes Kemal'in dikkatini çekmişti. Kısa süren bir sessizlikten sonra Doğu sesini sakin tutarak "Bırakalım da istediğini yapsın. Üstelik patronunun ne istediğini öğrendiğinde eminim Güneş benden önce onlara cevabını verecektir." Kemal itiraz etmek istemişti. "Ama efendim bu çok..." "Kemal, sana söylüyorum. Bırak çalışsın. Hem nerede çalıştığı bizi ilgilendirmez." Kemal söyleyecek başka bir şey bulamadığı için patronunu onaylamak zorunda kalmıştı. Sonrasında ise Işık ile alakalı ona bilgi vererek gün içinde ne yaptıklarını anlatmıştı. Telefonu kapattıklarında ise hala aklında Güneş'in Serdar'ın yanında çalışma meselesi vardı. Patronunun bir bildiği olduğunu düşünerek çalışma odasından çıkıp yeniden ikilinin oyun oynadığı odaya gitmişti. Işık ve Güneş ellerinde oyun kolları ile uykuya daldıklarını görünce şaşırmıştı. Henüz hava kararmamıştı bile. Sonunda derin bir iç geçirerek küçük çocuğu kucağına alıp odasına taşımıştı. Geri geldiğinde ise Güneş'in çoktan kanepeye yayılarak yattığını görünce üzerini örtmekle yetindi. Odanın perdelerini çekerek dışarıya çıktığında ise evde çalışan kadına Güneş'i uyandırmaması için uyarıda bulunmuştu.

Üzgünüm Sana Aşık Oldum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin