26. Bölüm

114K 6K 89
                                    

Arkadaşlar düzenlediğim bölümleri atıyorum  .

YORUM VE BEĞENİ YAPAN HERKESE TEŞEKKÜRLER...

************

İYİ OKUMALAR!!!



Kemal mahcup bir şekilde genç patronunun karşısında duruyordu. Doğu'nun bağırıp çağırmasını beklemeye başlamıştı. Patronu ne söylese haklıydı aslında. Son zamanlarda güvenlik meselesini daha sıkı tutmalıydı ve sürekli hata yapmaya başlamıştı. Öncelikle Işık'ın okul meselesi vardı ve şimdi de bu. Doğu derin bir nefes alıp vermiş ve sıkıntıyla elini saçında gezdirmişti. Bakışlarını Kemal'e dikerek "Ne zaman işe başladı bu adam?" diye sordu. Sesi Kemal'in beklediğinden sakin çıkıyordu. Genç adam bıkmıştı, artık sakin bir hayat sürmek istiyordu. Kemal mahcup bir şekilde "Özür dilerim Doğu bey, onu daha iyi araştırmalıydım. Birkaç haftasına kadar hiç şüphelenmedim. Gerçekten çok özür dilerim." Doğu başını sallayarak onu susturmuştu. Güzel bir günün ardından sorun çıkması canını sıkmasına neden olmamalıydı.

"Pekala seni ne şüphelendirdi de onu yakalamayı başardın?" gelen soru ile Kemal daha da mahcup olmuştu. "Şey, aslında ben değil Güneş hanım ondan şüphelenmişti. Onun şüphesi benim de dikkatimi çekti ve biraz araştırma yaptık." Doğu ağlanacak hallerine gülmeye başlamıştı.

Güneş!

Onun hisleri her zaman güçlü olmuştu. Küçükken bile kendisine korkularından bahsederken tedirgin olur, Doğu'nun onu sakinleştirmeye çalışmasına rağmen genç kız hislerinin gerçekleşeceğini beklemeye başlardı. Sonunda hisleri gerçekleşince de 'ben sana demiştim!' diye saatlerce ağlardı.

"Bu durumu Güneş hanıma hissettirmeyin, aramızda kalsın. Ayrıca onu da polise teslim edin." Kemal genç adamı onaylayarak odadan çıkarken Doğu başını masaya koyarak düşünmeye başlamıştı. Derin bir iç çekerek sinirlerini sakinleştirmeye çalışıyordu. Kapı tıklatılınca başını kaldırmadan "Gel Kemal!" diye sesini yükseltmişti. Kapının açılıp kapanma sesiyle "Bu konu hakkında artık konuşmak istemiyorum, ne gerekiyorsa yap ve bu konuyu artık kapat."



"Sorun ne?" gelen ses ile birlikte başını yavaş bir şekilde koyduğu masadan kaldırıp gözlerini genç kızın gözlerine dikti. Güneş merak ederek çalışma odasının kapısında beklemeye başlamıştı. Kemal'in çıktığını görünce odanın kapısında bir süre bekleyip cesaretini toparlayarak çalışma odasına girmişti. Doğu ile göz göze geldiğinde sorunun büyük olduğunu anlamıştı. Genç adam ise bir şey anlatacak gücü kalmamış gibi hissediyordu. Yüzündeki bir ifade ile bunu anlayan genç kız konuyu değiştirerek "Neyse ben başka bir şey için gelmiştim, yarın okula beni Kemal bırakabilir mi?" diye sorduğunda Doğu onun sorusunu değiştirmesi ile duraksamıştı. İlk kez geri adım attığının farkında mıydı bu kız? Yerinden kalkarak genç kıza doğru ilerlemeye başlamış ve elini Güneş'e uzatarak "Hadi yemek yiyelim, sen kafanı derslerden başka bir şeye takma." demişti. Güneş şaşkın bir şekilde genç adama bakıyordu. Kendisine uzatılan ele kısa bir bakış attıktan sonra derince soluyarak "Aç değilim, sadece bir sorun olursa bana anlatmanı istiyorum. Madem evlendik bazı şeyleri benimle paylaşman gerekmiyor mu? Bunun için sana güvenebilir miyim?" Doğu kaşlarını çatarak genç kıza bakmıştı. Bunca yıl sonra birine güvenmeye çalışmak kendisi için kolay değildi. Güneş'i ne kadar iyi tanısa da yıldır genç kızdan uzak kalmıştı ikisi de değişmişti. Başını sallayarak odadan çıkarken Güneş üzgün bakışlarla onun ardından bakarken bir gün kendisine güvenebilmesini dilemekten başka bir şey gelmemişti elinden.

"Aslı abla!" Güneş birkaç saat sonra odasından çıkarak yardımcı kadını aramaya başlamıştı. İlk mutfağa inmişti ve orada olmadığını görünce evin içinde orta yaşlı kadını aramaya başlamıştı. Bahçeye çıktığında ise Aslı hanımı elinde hortum ile arka bahçede bir şeyler suluyordu. "Aslı abla ne yapıyorsun?" Güneş'in seslenmesi ile arkasına dönen kadın şaşkın bir şekilde ona bakıyordu. Daha önce kendisine 'hanım' diye hitap eden Güneş'in kendisine 'abla' diye hitap etmesi hoşuna gitmişti.

Üzgünüm Sana Aşık Oldum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin