28. Bölüm

114K 5.6K 95
                                    

Merhaba arkadaşlar. Öncelikle hikayeyi okuyup vote ve yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.

İyi okumalar!!!

*************



"Hapşuu" genç kız elindeki kağıt mendil ile burnunu gürültülü bir şekilde silerken odaya giren kişi ile yüzünü asmıştı.

"Bana yaklaşmaman gerek, hasta olacaksın sende." Doğu genç kızın kızaran burnunu görünce alay edercesine "Küçük kız çocuğu gibisi sümüklüsün, şu burnunun haline bak, o kadar kızardı ki domatese benziyor." Güneş onun sözlerine aldırış etmeyerek omzunu silkelemiş ve genç adama "Şikayetçiysen yanıma yaklaşmazsın. Senin göz zevkine hitap etmeye çalışmıyorum zaten." Doğu gülümsemesini saklayarak elindeki ıhlamur çayını genç kızın eline vermişti.

"Şunu iç bakalım sümüklü!" Güneş genç adama ters bir şekilde bakarak kupasından bir yudum almıştı. Yüzü buruşurken "Işık nasıl?" diye sormadan edememişti. Hasta olduğu için küçük çocuğu ona yaklaştırmıyorlardı. Derin bir iç çekerek "Onunla oynamayı özledim!" dedi. Sözlerini bitirdikten sonra elindeki kupayı yatağının yanında bulunan komodinin üzerine bırakarak küs bir çocuk gibi yatağına uzanmış ve yorganı üzerine çekmişti. Doğu onun bu haline üzülse de elinden bir şey gelmiyordu. 

"Baba Güneş abla iyi mi?" Doğu genç kızın odasından çıktığında karşısına dikilen oğlunu görünce duraksamıştı. Işık'ın da Güneş için üzüldüğünü görebiliyordu. Kaç kez onu genç kızın odasına girmeye çalışırken yakalamıştı. Her seferinde de oğlunun yüzü asılarak onu odasına göndermişti. "Merak etme birkaç güne iyileşir sizde evin altını üstüne getirirsiniz." Işık suçluluk hissi ile bakışlarını kaçırırken Doğu ikilinin evin içinde oynadıkları futbol maçını hatırlamıştı. Yüzüne beliren gülümseme Güneş'in attığı topla kırılan en sevdiği çerçevesi aklına gelince silinmişti. Derin bir iç çekerek oğlunu kucağına almış ve salona doğru ilerlemişti. 

İki gün sonra...

Güneş eskisine göre daha iyi hissediyordu. Yatağından kalkarken gerinen genç kız kapısının tıklatılması ile duraksamıştı. Gelenin kim olduğunu elbette ki biliyordu ama yinede onun odanın kapısını açıp başını kapı aralığından içeriye uzatmasını beklemişti. Kapısı yavaş bir şekilde açılarak keskin bakışlarla karşılaşınca gülümsemeden edememişti. "Güneş abla iyileştin mi artık?" kapıdan içeriye girmesi yasak olduğu için konuşmuştu küçük çocuk. Gülümseyen genç kız ona başını sallayarak cevap vermişti. Işık büyük bir mutlulukla koşarak yatağın üzerine atlamıştı. Güneş onu kollarının arasına çekerken Doğu kapıdan onları izlemeye başlamıştı. İkisi de yaşıtmış gibi görünüyorlardı. Güneş'te çocuk gibi davranıyordu. Bu sırada Aslı hanım genç adamın yanına gelerek "Onu çok seviyor değil mi efendim?" diye sessizce söylenmişti. Doğu sesli olarak vermese de yüzündeki gülümseme ile ona cevap vermişti. Elindeki tepsi ile odaya giren Aslı hanım yüzündeki gülümsemeyi silmeden "Artık kahvaltı yapmalısınız, öğle oldu neredeyse."

Güneş kolları arasında ki çocuğun saçlarını öperek "Bugün mutfakta sizinle kahvaltı yapmak istiyorum, bu odadan sıkıldım artık." Doğu'ya bakan Aslı hanım onun onay vermesi ile genç kızın isteğini kabul etmişti. Güneş aşağıya inmek için hazırlanacağını söyleyerek Işık ile kadını odasından göndermişti. Kapıda ki Doğu'yu fark etmediği için banyosuna girerek önce elini yüzünü yıkamış ve dişlerini fırçalamıştı. Kendisini hazır hisseden genç kız banyodan çıkarken yüzünü havluyla silerken önünü görememiş ve sert bir şeye çarpmıştı. Acıyla yüzünü buruşturan genç kız havluyu yüzünden çekerken de söyleniyordu.

Üzgünüm Sana Aşık Oldum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin