40. Bölüm

106K 5.6K 155
                                    

Merhaba arkadaşlar. Biliyorum bir önceki bölüm oldukça sizi şaşırttı. Yorumlarınızı okuyorum ama fırsat bulup cevap yazamıyorum.



İyi Okumalar!

****************



"Anlat bakalım, bu boşanma meselesi de nedir Yenge!" genç kadın belki onunla sakin konuşmayı deneyebilirdi ama Melih'in kendisine vurgulayıcı bir şekilde 'Yenge!' demesi tüm sinirlerini alt üst etmişti. Sinirleri bozularak kahkaha atmaya başlayan Asya onun da dikkatini çekmişti. Evden biraz uzaklaştıktan sonra arabayı yolun kenarına çeken Melih kahkaha atan genç kadına öfkeyle dönmüştü.

"Aklını mı kaçırdın sen?"

Asya kahkahasını aniden keserek hızla arabadan aşağıya inmişti. Öfke tüm bedenini sararken onun peşinden arabadan inen Melih yanına gelip kolunu yakalamıştı.

"Dokunma bana!" 

Sert bir şekilde kolunu çekerek yüzüne gelen saçları aynı öfkeyle geriye savurmuştu. "Sen... Sen hangi hakla bana bu şekilde hitap edebiliyorsun. Senin kadar pişkin bir adam daha görmedim. Şimdi ne söyleyeceksen söyle ve beni geri götür." Melih karşısında ki kadına şaşkınlıkla bakıyordu. Üç yıl önce ağlayarak yalvaran kadının yerine başı dik bir şekilde kendisine kafa tutan bir kadın gelmişti. Elinde olmadan gülümsemişti. 

"Yıllar sana yaramış, eskisi gibi salya sümük değilsin!"

Asya dişlerini sıkarak genç adama bakmıştı. "Konuşmayacaksan ben kendim de giderim." Melih yürümeye başlayan genç kadını kolundan yakalayarak kendisine çevirmişti. "O kadar uzun boylu değil, önce bana şu boşanma işin anlatacaksın. Boşanıyor musunuz?" Asya kendisine ciddi bir şekilde bu soruyu soran adama bakmıştı. Onun bu boşanma olayından haberi olmadığı belliydi. Birden gülmeye başlayan genç kadın "Koca Melih beyin bilmediği bir şey varmış demek ki. Evet sevgili kardeşinden gelen boşanma evraklarını aldım ve biliyor musun, başta tereddüt etmiştim ama şimdi kesin kararımı verdim. Boşanmak için elimden geleni yapacağım." Melih onun alaycı konuşmasını sabırla dinlemişti. Aklında hala kardeşinin boşanma davası açtığı sözleri dönüyordu. Mete kendisine bir şeyi danışmadan iş çevirmezdi. Neler oluyordu böyle? Başını iki yana sallayarak "Unut sen boşanmayı." dedi. Asya onun sözlerinden sonra şaşkınlıkla genç adama bakmıştı. Ne bekliyordu kendisinden. Hiç gelmeyecek olacak bir kocayı ömür boyu bekleyerek gençliğini heba etmesini mi? Bu asla olmayacaktı. 

"Boşanacağım! Şimdi beni eve götür. Eğer Güneş'i biraz olsun tanıdıysam bu yaptığını senin burnundan getirir."

Asya'nın sözlerine karşılık Güneş gerçekten de evde terör estiriyordu. "O adi serseri Asya'yı götürdü. Doğu bakma bana öyle sakince, bir şeyler yap." Doğu anlamayan bakışlarla karısına bakıyordu. Güneş sinirden köpürüyordu. Melih'in Asya'yı neden alıp götürdüğü konusunda hiçbir fikri yoktu ve sadece beklemek zorundaydılar. İkilinin eve gelerek açıklama yapması için beklemesi gerekiyordu. Ama şu karşısında ki sarışın cadı Melih'i parçalama planları yapmaya başlamıştı bile. Doğu yatağın üzerinde sakince otururken Güneş daha da öfkelenerek odanın kapısını sert bir şekilde çekerek dışarıya çıkmıştı. "Kemal!" sesi neredeyse tüm evde yankılanmıştı. Kemal endişeli bir şekilde koşarak yarı uykulu genç kızın karşısına geçtiğinde hala eşofmanının önünü kapatmaya çalışıyordu. 

"Güneş Hanım?" Güneş dişlerini sıkarak "Arabanın anahtarlarını getir, dışarıya çıkıyorum."

"Hiçbir yere gitmiyorsun, otur oturduğun yerde. Birazdan gelirler bizde ne olduğunu anlarız." Doğu merdivenlerin başından sinirli bir şekilde karısına bakıyordu. Güneş ona aldırış etmeyerek "Araba yoksa bende yürüyerek giderim." Hızla kapıdan dışarıya çıkarken Doğu onun durmayacağının farkındaydı. Kendisine şaşkın bir şekilde bakan Kemal'e onu takip etmesini söyleyerek kendisi çalışma odasına girmişti. Başı müthiş bir şekilde ağrımaya başlamıştı. Yorgundu. Tüm bedeni artık iflas bayrağını çekmek üzereydi. Koltuğuna oturarak gözlerini kapatıp başını arkaya yaslamıştı. Fırtına öncesi sessizliğin tadını biraz olsun yaşamak istemişti. Güneş evden dışarı çıktığında Kemal de hemen arkasından onu takip ediyordu. Büyük bahçe kapısından dışarıya çıkarken Kemal arabayla yanında durarak binmesini söylediğinde genç kıza kısa bir an duraksamış sonra karanlık olan yola bakarak arabaya binmişti. Endişeliydi. Asya'yı o şekilde çekerek götürmesi genç kızı endişelendirmişti. 

Üzgünüm Sana Aşık Oldum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin