52. Bölüm

102K 5.2K 212
                                    

"Bebek İçin maaşallah! Bu hikaye için yazdığım en uzun bölüm oldu. Umarım seversiniz. Yeni bölüm için çok beklettim Üzgünüm.  Netim yoktu. Bol vote  ayrıca bol yorum istiyorum...

**********************

Gökyüzü gecenin ağlamasına inat pırıl pırıl parlayan güneşle göz kamaştırıyordu. Genç adam elinde kahvesi ile verandaya çıkarak başını parlayan güneşe çevirdiğinde aklında başka bir Güneş vardı. Karısını iki haftadır görmüyordu. Ona da söylediği gibi onun gelmesini beklemekten asla bıkmayacaktı. Görmese de her akşam onun sesini duymak için telefonla konuşuyorlardı. Her fırsatta karısının neşeli sesini duyarak içindeki umut tohumlarını yeşertirken son birkaç gündür onda farklı bir şeyler olduğunu hissediyordu. Çiftliğe taşındığından beri saatlerdir süren telefon konuşmaları kısalmıştı. Güneş her defasında bir şeyler öne sürerek konuşmayı kısa kesiyordu. İçini bir sıkıntı kaplamıştı. Kemal'i aradığında da bir şey öğrenememişti. Hafta sonu özlediği karısını görmek için onun yanına gidecekti.

"Baba yine dalgınsın?" Doğu oğlunun uykulu gözlerini ovalayarak kendisine doğru gelmesini gülümseyerek izlemişti. Çiftlik Işık'a da yaramıştı. Tek eksikleri de yakında gelecekti onların yanına. Umudu asla tükenmiyordu. Güneş ile konuşmasını sonlandırırken Doğu her fırsatta karısına 'Seni sevdiğimi unutma!' diyerek telefonu kapatıyordu. Güneş hala ona bir cevap vermemişti. Genç kıza da hak vermekten kendisini alamıyordu. Güneş'e yaşattığı hayal kırıklığından sonra hemen kendisini kabullenmesini bekleyemezdi. Ama yıllardır kalbinin ışığına olan hasreti artık damarlarında yakıcı bir kor gibi dolaşmaya başlamış onu günden güne eritiyordu. Güneş yakınında olmadan nefesinin daraldığını, kalbinin eskisi gibi sağlıklı atmadığını hissediyordu. Bu duyguları yıllarca bastırmış ama artık üstesinden gelmek eskisi kadar kolay olmuyordu. Bir kez Güneş'e içindekileri itiraf ettikten sonra daha da zor olmuştu ondan ayrı kalmak.

"Baba, annem ne zaman gelecek?" Doğu oğlunun saçını okşayarak gülümsemişti. "Yakında oğlum... hem de çok yakında!" Işık anlamış gibi başını sallarken Doğu oğlunun elini tutarak kahvaltı masasına doğru ilerlemeye başlamıştı. Havanın güzel olması ile kahvaltı bahçeye hazırlanmıştı. Aslı hanım çayları doldururken düşünceliydi. Doğu bu durumu fark etse de üzerine düşmemişti. Işık ile sessiz bir şekilde kahvaltılarını tamamlarken Şahin oğlanı yeni okuluna götürmüş, Doğu da evde ayarladığı ofis olarak kullandığı odaya geçmişti. Artık tüm işlerini bu odadan hallediyordu. Bu şekilde hem oğluna vakit ayırabiliyor hem de sıkıcı şirket kurallarından uzak kalıyordu.

Dosyaların içinde kaybolmuş bir şekilde işine odaklanmasının üzerinden iki saat geçmişti ki telefonu çalmaya başlamıştı. Doğu hafif başını çevirip masanın üzerinde olan telefonun ekranına baktığında arayan kişiyi görmesiyle heyecanlanmıştı.

"Hayatım!" Karşıdaki kişi kısa bir duraksama yaşamıştı. Doğu ondan bir cevap bekliyordu ama hala telefonun diğer ucundan ses gelmiyordu.

"Güneş?"

"Sizi çok özledim!" Doğu karısının hüzünlü sesini işitince yüzüne hafif bir gülümseme yerleşmişti. "Bizim kadar özleyemezsin. Sınavlarını bitirmeni heyecanla bekliyoruz... Işık sürekli seni soruyor." Güneş dudaklarının arasından kaçan küçük bir hıçkırığa engel olamamıştı.

"Ağlıyor musun sen?"

"Ah... Hayır sadece sizi çok özledim. Seni ve oğlumu görmek istiyorum. Size ihtiyacım var!" Doğu şaşkın bir şekilde telefonu kulağından çekerek ekrana bakmıştı. Sanki orada Güneş'i görecek gibi bir süre elinde ki titreşimi hissettikten sonra yeniden telefonu kulağına götürmüştü.

Üzgünüm Sana Aşık Oldum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin