Sabahki havanın güzelliğine inat birden gökyüzünü saran bulutlar genç adamın içini sıkıntı ile doldurmuştu. Karşısında karısı ve oğlu gülümseyerek oynarken içinde huzursuzluk baş göstermeye başlamıştı. Güneş bakışlarını genç adama çevirince yüzündeki ifadeden hoşlanmamıştı.
"Bir sorun mu var Doğu?" genç adam adının seslenilmesi ile düşüncelerine ara vermişti. Başını iki yana sallayarak karısına gülümsedi. Güneş gariplik hissediyor ama bu hisse ne anlam vereceğini bilemiyordu. Başını yanında kendisine gülümseyerek baka küçük çocuğa çevirmişti. "Canım sen biraz bahçede oynayabilir misin?" Işık gözleri parlayarak babasına bakmıştı. Güneş'in istediğini yapabilmesi için babasının da izin vermesi için ona ikna edici ışıltılı gözlerini dikmişti. Doğu dayanamayarak ona izin vermişti. Işık onların yanından ayrılınca Güneş gözlerini kocasına dikerek konuşması için sabırla bekliyordu. "Anlatmayacak mısın?" Doğu gözlerini bir türlü karısının üzerinden alamıyordu.
"Bunca yıldan sonra bu şekilde yan yana olmak sana da imkansızmış gibi gelmiyor mu?" genç adamın sözleri Güneş'in hüzünlenmesine neden olmuştu. Henüz tam olarak konuşmamışlardı ve Güneş kocasının kendisine olan sevgisinin büyüklüğünü bilmiyordu.
"Seni bilmiyorum ama benim için oldukça imkansız bir durumdu." Sesinden genç kızın acısı hissedilebiliyordu. Doğu yerinden kalkarak karısının yanına, Işık tarafından boşaltılan yere oturmuştu. Güneş dikkatle onun hareketlerini izlerken kocası tarafından elleri avuçlanırken dikkatle ağzından çıkacak sözcükleri dinlemeye başlamıştı.
"Bu gerçekten de hayal gibi! Sadece senin değil benim içinde hayal!" Güneş yutkunarak kocasına bakmaya devam ediyordu.
"Bundan sonra ne yapacağız?" gözlerindeki çekinik ifade Doğu'nun içine işlemişti. Hafif gülümseyen genç adam bir elini kaldırarak karısının yanağını avucunun içine almış ve gözlerinin içine bakarak uzun zamandır içinde tuttuğu sözleri söyleyivermişti.
"Seni seviyorum! Seni her zaman sevdim ve buna inanman için ne yapacağımı tam olarak bilmiyorum!" Güneş duydukları karşısında şok olmuştu. Doğu da yaptığı itiraf karşısında şaşkındı ama daha fazla duygularını içinde tutamamıştı. Yıllardır kendisine bile itiraf etmeye korktuğu duygularını şimdi sahibine ulaştırıyordu. Derin bir iç çekerek rahatlamış olduğunu belli ederken Güneş ağlamaya başlamıştı. Hıçkırarak ağlamasını sürdürürken Doğu az önceki rahatlamanın kaybolduğunu hissetti. Karısının kimseye aldırış etmeden hıçkırarak ağlamayası Doğu'nun paniklemesine neden olmuştu. Güneş'in yüzünü iki elinin arasına alarak onu sakinleştirmeye çalışıyordu. "Ağlama, şimdi neden ağlıyorsun ki? Tamam artık bana aşık olmayabilirsin ama beni sevdiğini biliyorum!" dediğinde Güneş daha da sesini yükselterek ağlamaya devam etmişti. Neredeyse oturduğu yerde çocuk gibi zıplamaya başlayacaktı.
"Ağlama hayatım, lütfen!"
Güneş hıçkırıklarına devam ediyordu arada konuşmaya çalışıyor ama başarılı olamıyordu. Orada bulunan diğer aileler şaşkın bir şekilde ikiliye bakarken bahçede oynayan Işık önünde ki gölde bulunan kazlara elindeki bisküviden atıyordu. Kahvaltı için gittikleri yer yeşillik içinde olan küçük bir aile lokantasıydı. Yaşlı bir çiftin işlettiği yol sapağında göl kenarda konuşlandırılmış iki katlı ahşap bir yapıydı. Dışarıya koydukları piknik masaları aileler tarafından doldurulmuştu. Işık gibi bir çok çocuğun etrafta koşturarak oynayabileceği geniş bir alana sahipti. "Hadi ama..." Güneş elinin tersi ile yanağından aşağıya akan yaşı silerken güçlükle "Beni... Beni gerçekten seviyor musun?" diye sorduğunda Doğu karısını kendisine çekip sıkı bir şekilde sarılmıştı. "Seni seviyorum, bana inanman için ne yapacağım?" Güneş başını sallarken iyice genç adamın göğsüne başını yaslamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzgünüm Sana Aşık Oldum!
RomanceBirlikte büyüyen Güneş ve Doğu'nun yıllar sonra yeniden bir araya gelerek hissettikleri aşkı keşfetmesiyle her şey değişiyor. Tam sekiz yıl sonra Doğu dedesinin ölümüyle doğduğu çiftliğe dönmüştür. Adı gibi etrafı ısıtan Güneş'in hala çiftlikte ka...