Umarım beğenirsiniz. Okumayı bitirdikten sonra vote yapmayı ya da düşüncelerinizi yazmayı unutmayın lütfen... :)
***
Genç kız evinin kapısından içeriye girdiğinde içini bir hüznün kapladığını hissetti. Ne yapacağına henüz karar verememiş olması ise bu hüznü daha da derine çekiyordu. Elinde ki küçük bidonu kenara koyarak mutfağa yönelip dolaptan buz gibi bir su alarak içmeye başlamıştı. Dışarıda müthiş bir sıcak vardı. Derin derin nefes alarak biraz dinlenmeye karar verdi. Birkaç dakika düşüncelere daldıktan sonra yeniden ayaklanarak yarı yolda bıraktığı traktöre benzin almak için evden ayrılarak ahırlara doğru ilerlemeye başladı. Başında ki şapkasını ensesinden aşağıya indirerek boynunda ki ipi gevşetmişti. Hızlı adımlarla ilerlerken karşısında koşan çocuğu görünce önce duraksamış sonrada çocuğun gittiği tarafa doğru ilerlemeye başlamıştı. Sadece birkaç dakika içinde küçük çocuk gözden kaybolunca yanlış gördüğünü düşünmüş ve yeniden ahırlara doğru yönünü çevirerek elindeki bidonu depodan doldurmaya karar vermişti. Belki de çalışanlardan birini traktörü almaya yollamalıydı. Gerçekten yorgun hissediyordu. Son anda düşüncesinden vazgeçerek kendisi gitmeye karar verdi.
Yola koyulduğunda saat öğlen biri geçiyordu. Tam tepede parlayan güneş gözlerine alırken sıcakta yürümeye başlamış ve her adımda nefesinin daha da ısındığını hissetmişti. Yarım saatlik bir yürüyüşten sonra genç kız sonunda traktörün yanına varabilmişti. Birkaç adımda traktörün yanına yaklaşırken arka kasada yatan kişi dikkatini çekti. Yüzüne şapka kapalı olan kişiyi dürterek "Sen ne yapıyorsun burada?" diye sorarken, yatan kişi kalkarak genç kızın öfkeyle parlayan gözlerine bakmıştı. Güneş'i çok az kişi kızdırabiliyordu ve biri de şuanda traktörün kasasında pervasızca yatan kişiydi.
"Seni bekliyordum!" Güneş yirmili yaşların sonunda ki genç adama ters bir bakış atarak "Sana benim peşimde dolanmamanı kaç kez daha söylemem gerekiyor? Senin bu sorumsuz davranışlarından bıktım. Bir gün seni traktörle ezebilirim haberin olsun" dedi. Güneş'in sözleri genç adama hiç etki yapmamıştı. Güneş ona aldırmamaya çalışarak traktörün benzinini doldurmaya başladığı sırada genç adam traktörün kasasından atlayarak genç kızın tam arkasında belirmişti. Sonunda işini bitiren genç kız arkasını döndüğünde ise adamla burun buruna gelince derin bir soluk bırakmıştı.
"Sana son kez söylüyorum beni rahat bırak. Seninle uğraşmaktan bıktım. Olmaz kelimesinin nesini anlamadın?" Genç adam Güneş'e daha da yaklaşarak yüzünü iyice genç kızın yüzüne eğmişti. "Bu tavırları bıraksan artık, sende farkındasın değil mi, artık benden kaçışın yok? Asım bey de yok artık. Ne yapacaksın tek başına. Kabul et, kimsen kalmadı!" Güneş onun sözleri ile iyice sinirlenmişti.
"Bu dünyada tek kalsam da seninle asla evlenmem!" O kadar emin konuşuyordu ki adam öfkesine hakim olmak için elinden geleni yapıyordu. Yaklaşık beş yıldır onu ikna etmek için çabalayıp durmasına rağmen Güneş'in kabul etmemesi iyice canını sıkmaya başlamıştı. Elini kaldırarak genç kızın kolunu sertçe yakaladı. "Yakında evinden de olursun, söylesene ne yapacaksın? Çiftlik büyük ihtimalle satılacak. Satılmasa bile Esra cadısı seni burada barındırır mı sanıyorsun?" Genç kız bunları elbette düşünmüştü. Esra Doğu'nun karısıydı. O kadın kendisini başından beri sevmemişti. Üstelik evlenme kararından sonra Doğu ile birlikte çiftlikten ayrılmış ve bir daha geri gelmemişlerdi. İçini sızlatan bu olayı yeniden hatırlamak Güneş'im gözlerine hüznü yerleştirmeye yetmişti. Çiftlik büyük ihtimalle Doğu'nun olacaktı!
"Bu çiftlikten kovulsam bile seninle işim olmaz. Seni sevmiyorum ve sevmediğim biriyle asla evlenmem!" Adam dişlerini sıkarken geri adım atmak zorunda kalmıştı. Şuanda onun üzerine gitmek istemiyordu. Üstelik sıcak hava nedeniyle iyice bunalmıştı. Genç kıza hiçbir şey söylemeden hızla son model arabasına doğru ilerlemeye başladı. Koray zengin bir ailenin ikinci oğluydu. Kötü biri olmadığını bilse de genç adamın baskıcı tavırları Güneş'in canını sıkmaya yetiyordu. Asla 'hayır' kelimesini kabul etmemesi ise ailesinin kendisine vermiş olduğu imkanlar yüzündendi. Onun gidişini izledikten sonra traktöre atlayarak çalışmak yerine çiftliğin yolunu tutmuştu. Canı sıkkındı ve evde dinlenmek istiyordu. Direksiyonu ters yöne kırarken düşüncelere dalmıştı. On dakika sonra küçük evinin önünden geçerek ahırlara doğru ilerlerken büyük evin sertçe çekilen kapı sesi dikkatini çekmişti. Traktörü durdurarak kapıyı kıracak gibi kapatan kişiye odaklanmıştı. Kızıl saçlı hoş bir kadındı bu kişi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzgünüm Sana Aşık Oldum!
RomanceBirlikte büyüyen Güneş ve Doğu'nun yıllar sonra yeniden bir araya gelerek hissettikleri aşkı keşfetmesiyle her şey değişiyor. Tam sekiz yıl sonra Doğu dedesinin ölümüyle doğduğu çiftliğe dönmüştür. Adı gibi etrafı ısıtan Güneş'in hala çiftlikte ka...