36.Bölüm / arada kalmak - tekrar yayında

1.7K 108 78
                                    

Eklediğim bölüm hata verdiği için tekrar ekliyorum, umarım bu sefer yorum yapmada bir sorun olmaz, wattpad son zamanlarda çok fazla hata veriyor ve bu çok sinir bozucu olmaya başladı ne yazık ki🥺 umarım yorum yaparsınız..

Hamileydim...
Hamileydim..
Ben hamileydim...

Günlerdir unutmaya çalıştığım bir gerçek, sürekli her sabah mide bulantısıyla bana kendini hatırlatıyordu.

Bir kabusun içinde miydim yoksa kendi kendimi o kabusa mı sürüklüyordum, bilmiyordum. Çocuğun, dünyanın en güzel şeyi olması gerekmiyor muydu aslında? Peki, benim içimde hissettiğim bu duygu karmaşıklığını nasıl çözecektim?

Mert'in kesin bir dille tekrar çocuk istemediğini dile getirmesinden sonra bu konuyu ben bir süre açmamak üzere kapatmıştım ama her geçen gün varlığını belli eden bir canlı içimdeyken daha ne kadar saklayabilirdim bunu ondan?

Her şeye rağmen bildiğim bir şey vardı ki; ben bebeğim için herkesi, her şeyi karşıma almaya hazırdım. Mert bunu ister kabul etsin, ister etmesin. Sadece ona söylemek için önce benim bunu sindirmem gerekiyordu.

Sindirmem ve her şeye rağmen Mert yanımda olmazsa onsuz bu yola devam etmem gerekiyor fikrini bir şekilde benimseyip, herhangi bir aksilikte tek başıma ayakta durabilecek gücü toplamam gerekiyordu kısaca.

Mert'e söylediğim an ters bir tepkiyle karşılaşma durumuna göre hazır hissetmeliydim kendimi ama günler geçtiği halde kendimi hala bu duruma alıştıramamıştım.

İçimden hep belki korktuğum tepkiyi vermez Mert ve biz olmadığımız kadar mutlu ve rahat oluruz düşüncesi geçse de şu kısacık zamanda Mert'i tanımıştım, bir şeyi istemiyorsa onun için bitmişti. Bu durumda beni bile silebilirdi belki. İşte bu düşünce her geçen gün daha fazla korkuya sürüklüyordu beni.

Evdeki durumda da herhangi bir değişiklik yoktu günlerdir. Mert'le şirkete gidip işlerle meşgul oluyorduk ama diğer yandan da kendisi İstanbul'a gitmemiz için hazırlık yapmaya çalışıyordu. Geçici olarak kalabileceğimiz bir ev arayışındaydı, aslında bu dönem burada kalkıp, tüm her şeyi burada anlatmak istiyordum ona, ona göre yolumuza birlikte devam edip edemeyeceğimizi bilmem gerekiyordu. Daha fazla ne kadar erteleyebilecektim hiç bilmiyordum, her şey tepetaklak olmuştu.

Sanki her şey üzerime gelmeye başlamıştı. Hiçbir şeye konsantre olamıyordum. Söylemeden rahat edemeyecektim, bunu biliyordum. Bu yüzden daha fazla uzatmamın bir anlamı yoktu. Olacak olanı engelleyemezdim, Mert'in de bir an önce kabullenebilmesi için bunu ona söylemeliydim. Bilmeye hakkı vardı, benim de rahatlamam gerekiyordu.

Önümdeki işi bir kenara bırakıp yerimden kalktım, odasının önüne geldiğimde büyük bir kırılma noktasında olduğumu biliyordum ve sadece biraz cesarete ihtiyacım vardı. Derin bir nefes alıp kapıyı tıklatarak içeriye girdim. Buradan geri dönüşümün olmadığını biliyordum.

Mert kafasını kaldırıp bana gülümsediğinde zor da olsa bende ona gülümsedim. Yanına gitmeden, kalkıp o benim yanıma gelmişti.

"Mercan, sevgilim." Öyle umutla bakıyordu ki gözlerime, bu haberi vererek o umudu ondan almak haksızlık gibi gelmişti o an ama başka şansım yoktu. Şu anda söylemem gerekiyordu bunu ona, istemiyor olsa dahi baba olacağını ona söylemek zorundaydım artık.

"Benim seninle konuşmam gerekiyor." dediğimde kaşlarını çattı, ellerim titremeye başlıyordu. "Sana bir şey söylemem gerekiyor."

"Tabii, konuşalım, ne oldu? Bir sorun mu var? Biraz tuhaf bakıyorsun sanki." Halimden ve tavrımdan anlamıştı hemen tabii ki bir şeylerin yolunda gitmediğini.

MERDOĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin