40.Bölüm

2K 144 65
                                    


Ufak bir uyarı yazayım, ben Mercan ve Mert'in tabiri caizse oynaşmalarını sevdiğimden öyle ufak bir sahne daha yazdım becerebildiğim kadarıyla😅 okumak istemeyen arkadaşlar atlayabilirler o kısımları❤️

İyi okumalar..

——-

Gecenin kaçı olmuştu farkında bile değildim. Sadece bir - iki saatlik uykudan sonra uyanmış, bir daha da uyuyamamıştım. Canım tatlı bir şeyler çekiyordu ama aşağıya inmek çok zor geliyordu bana.

Saate baktığımda henüz iki bile olmadığını fark etmiştim. Sabaha kadar asla dayanamayacağımı bildiğimden zor da olsa Mert'i uyandırmadan yataktan kalktım ve üzerime geceliğimin hırkasını giyerek aşağıya, mutfağa indim. Tatlı yemem gerekiyordu, bu zamana kadar aşerdiğim fazla bir şey olmamıştı belki ama şu anda inanılmaz bir tatlı krizine girmiştim. Dolapları karıştırdığımda bir şey bulamamanın hayal kırıklığıyla dolabı kapatıp masanın yanında duran sandalyeye oturdum.

En azından tatlı isteğimi bastırması adına masanın üstünde duran meyvelerden birine uzandım ve soyup bir dilim yedikten sonra kenara koydum. Olmayacaktı böyle, tatlı yemem gerekiyordu benim hem de en acilinden.

Tekrar buzdolabının kapağını açtığımda çilek reçelini gördüğüm gibi elime aldım ve kapağını biraz zorlamayla açtıktan sonra dayanamayıp parmağımla kavanoza daldım.

Çok fazla reçel seven insan değildim ama şu an durumu kurtarabilecek tek şeyle aşk yaşıyordum adeta. Gözlerimi kapatıp reçelin tadını hissettiğimde bu çok iyi gelmişti bana.

Uzanıp kaşık alma fikri aklımda olsa da anında vazgeçmiştim bundan, böyle yemesi çok daha iyi hissettiriyordu.

Kendimi çilek reçeline kaptırmıştım adeta, neredeyse dibini görmek üzere olduğumu fark ettiğimde kendime gelmiştim.

"Gecenin bu saatinde, burada ne yapıyorsun sen?" diye Mert'in sesini duyduğumda irkilmiştim çünkü elimdeki reçeli yemeye odaklanmıştım.

Bir elimdeki reçel kavanozuna bakıyordum, bir de Mert'e. Bir bahane bulmam gerekiyordu çünkü aşerdiğimi söyleyemezdim.

"Canım tatlı bir şeyler istedi. Akşam da tatlı yapmamıştık, malum." Bakışlarımı kaçırdım. "Uyuyamadım da üstelik."

"Uyuyamadığın için..." Yavaşça adımlarını bana doğru atıyordu Mert. "Ve canın tatlı bir şeyler istediği için mutfağa indin?" Karşıma durduğunda elimdeki kavanoza uzandı.

"Yani." diye onayladım söylediğini. Elimdeki kavanoz uzanıp yavaşça aldı. Sanki suç işlemişim gibi bakıyordu. Arkaya doğru yaslandığımda belime değen masanın ucu yüzünden duraksamak durumunda kalmıştım.

"Regl olacağım sanırım, ondan canım tatlı çekiyor." Bahanem de hazırdı. Aşermemden dolayı canımın çektiği şeyleri şu anda regli bahane ederek yiyebilirdim nasılsa.

"Başka bir şey bulamadın mı dolapta?"

Başımı salladım. "Yoktu, bulamadım."

"Bu döngü her ay böyle devam ediyorsa ve geceleri seni uyuyamayacak duruma getiriyorsa bu konuda bir şey yapmamız gerekiyor." dedi bakışlarıyla beni göz hapsine alarak. "Karımın canı ne çekiyorsa anında yiyebilmesi gerekiyor sonuçta."

"Bu seferlik idare etti bu beni." Mert sanki yaklaştıkça ateş basıyordu beni. Ben ondan uzaklaşmaya çalıştıkça o beni masayla kendi arasına sıkıştırmıştı.

MERDOĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin