tanıtım

51.2K 1.2K 486
                                    

Toprak~

''Lan inek! Atsana topu bi.'' Diyen sesle sahaya kısa bir bakış atıp önüme kadar gelen topa vurdum kuvvetle. Onlar anında oyununa dönmüş teşekkür etme zahmetine bile girmezken bende çoktan o tür beklentilere girmemeyi öğrenmiştim. Eh insan alışıyordu zamanla.

Kitabımı okumaya devam etmeden önce karşı banka yerleşen dörtlüyü görmüştüm.Popüler dörtlü. Ortamların bir numaralı adamları ve tabi ki kızların gözdeleri. Biseksüel olduğumdan mıdır bilmem hepsinde gözüm vardı. Yani en azından onlar benim hayatımı mahvetmeye ant içene kadar. Aslında başlarda her şey normaldi. Yine inektim ama görünmezdim en azından. Fakat ne zaman onlar beni farketti, işte o zaman gerçek anlamda lise başladı benim için.

İç çekerek bakışlarımı çektim onlardan. Her ne kadar hepsi beni ezik olarak düşünseler de değildim. Pes etmemiştim. Belki de her yaptıklarına karşı çıkmaya çalışmasam bu durumda bile olmayacaktım ama ben inatçı herifin tekiydim. Burnumun dikine gitmeyi severdim ve bunu yaparken sonuçlarını da asla düşünmezdim. Tıpkı onların biraz sonra düşünmeden yapacakları şeyin sonunda dördümüzün de hayatını değiştirecek olaylar yaşanmadan önceki hâlim gibi. İyi izleyin, film daha yeni başlıyor.

''Pişt! İnek, gelsene bakayım sen buraya.'' Diye bağıran sesle sakince kitaptaki bakışlarımı karşıdaki dörtlüye, Ekin'e çevirdim. Anlaşılan canları sıkılmıştı.

''Eğer çok konuşmak istiyorsan sen gel.''

Görüyordum, sinirlenmişti ve her an beni dövecek gibi yumruklarını sıkmıştı. Benden daha iri ve kaslıydı ama onu alt edebilirdim. Tabi dördü birden saldırmaya kalkmasalar.

Barış'ın alayla güldüğünü duydum. Yutkunurken alışkanlıkla elim gözlüğüme gitti ve orta parmağımla ittirdim iyice. Onlar adım adım yaklaşırken kitabı yanıma bıraktım zarar görmesinden korkarak. Neden dördüz gibi takılmak zorundaydılar ki? Birine ne söylüyorsam hepsi üstüne alınırdı. Birine yapılmış hareket hepsine yapılmış demektir. Ve bu dört güçlü adama kimse kolay kolay bulaşmak istemezdi. En azından ben dışında.

Ekin bacağını oturduğum sıraya koyana kadar herkesin bizi izlediğini gördüm. Yanmıştım.

''Bir kere de'' dedi işaret parmağıyla alnımdan ittirirken ''dediğimizi yap ulan.''

''Hep bir şeyler yapmamı istiyorsunuz ama günün sonunda benim sözümü dinleyen hep siz oluyorsunuz.'' Dedim alayla.

Kahkaha attılar. Bunun sinirli bir kahkaha olduğunu söylememe gerek yoktu herhalde. Oğuzhan gözlüğümü zarifçe çıkarıp kitabımın üstüne bıraktığında tepkisiz durmak artik alıştığım bir şeydi. Götümün korkudan üç buçuk attığını bilmemeleri de güzel şeydi. Çünkü bu gülüş dayak yiyeceksin gülüşüydü. Nerede görsem tanırım.

Gülüşler aniden solarken Ekin tarafından yakamdan tutularak zorla ayağa kaldırıldığımda etrafa şöyle bir baktım. Malesef ki ölsem bile kimse yetkili merciilere haber vermezdi. Çünkü hiçbiri arkadaşım değildi. Arkadaşım olan tek yegâne insan ise bugün hasta olacak zamanı bulmuştu.

''Bana bak ulan! Ayağını denk alacaksın!"

''Ben yeterince kibar davranıyorum zaten.''

''Ah lütfen Toprak bey. Bence biz sana yeterince kibar davrandık, değil mi beyler?"

Ağzımı açıp cevap vermeyi çok istedim, gerçekten. Ama anlaşılan Ekin'in daha söyleyecekleri bitmemiş. Ya da yapacakları. Öyle ki yakama yapışmış ellerinden birini çekip suratıma öyle bir yumruk salladı ki kendimi yerde iki seksen uzanırken buldum. Canımın acısıyla kıvranırken burnumdan oluk oluk kan geliyordu ama anlaşılan bu ona az gelmiş olacak bacaklarını iki yana açıp ata biner gibi kucağıma oturdu ve tekrar yakama yapıştı. Benden iri olduğu için onu tutamıyordum bile. Çeneme öncekinden daha hafif bir darbe aldığımda arkadaşlarının sesini duyuyordum ama tepki bile veremiyordum. Ta ki üstümde kıpırdamaları sonucu aletim hafif uykusundan uyanana dek.

''Ya Fırat bırak! Bir tane daha patlatayım rahatlayac-" ve hissetti. Yemin ediyorum o an hayat durdu. Nefesim gerçek manada kesilirken yüzüme inmek için bekleyen yumruğu donmuştu. Aletim her geçen saniye daha da büyürken uyuyan kobranın uyandığını biliyordum. Lânet olsun ki bir gün ölümüme sebep olacağını biliyordum. Ama en azından yatakta bir kadın veya bir adamın içindeyken orgazm sebebiyle olacağını düşünmüştüm. Dayak yerken beni döven adamın altındayken değil!

İkimiz de kocaman olmuş gözlerle birbirimize bakarken gözüm bir an onunkine kaydı. Ve işte hayat o an akmaya devam etti. Sanki bakışlarım onu yakmış gibi gözümün üstüne yumruğunu vurmuş ve aynı saniye kalkmıştı kucağımdan. O an yaralarımı umursamıyordum. Anında cenin pozisyonuna bürünürken sinirden titreyen bir halde giden Ekin'e dikmiştim gözlerimi. Hissetmişti, hissetmişti ve ağzını açıp tek kelime etmemişti. Aklıma tuhaf bir düşünce akın etmeye başlarken düşünmemeye çalıştım. Çünkü düşünürsem çok... çok fena şeyler olurdu.


Baştan Çıkarma Oyunları (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin