33. Fırat

11.1K 561 153
                                    


Etrafıma baka baka sokakları dolaşırken şimdiden Oğuzla ayrıldığımız için pişman olmuştum. Ekin ciddi manada kaybolmuştu. Arabanın yanında değildi ve gören kimse yoktu. Bizde ayrılırsak daha kolay buluruz demiştik ama bu seferde kendimiz kaybolmamak için birbirimize mesaj atıyorduk. Telefonum çaldığında hevesle ekranı çevirdim ama gördüğüm isimle kaşlarım çatılmıştı. Fırat arıyordu. İyi de Fırat beni niye arasın- ah! Onun döndüğünü unutmuşum ya ben! Gerçi düşününce, hâlâ neden beni aradığını anlamamıştım.

''Efendim?" Dedim bekletmeden açıp.

''Toprak! Ne zaman geliyorsun? Sabahtan beri bekliyorum.'' Yanlış duyup duymadığımdan emin olamadığmdan ''Beni mi?'' Diye sormadan edemedim.

Konuşmadı bir süre. Tam bir şeyler gevelemeye başlamıştı ki ''Aslında ben-"

''Ekin!" Diye bağırdım gördüğüm çocukla. Telefon hâlâ kulağımdayken ''Fırat şuan meşgulüz ama birazdan orada olacağız tamam mı?'' Demiş ve bir şey söylemesini beklemeden kapatmıştım. Açık mesaj kısmından Oğuza Ekin'i bulduğuma dair bir mesaj attım.

Koşar adımlarla üç adamın sıkıştırdığı çocuğa yaklaştığımda ukâla sırıtışı ve küçümseyen bakışlarıyla bana dönmüştü sonunda. Kolundan tutup kendime çekerken ''nereye kayboldun birden?" Diye sordum karşımızdaki adamlara kısa bir bakış atarken.

''Beklemekten yoruldum. Öylesine gezerken de-" çenesinin ucuyla karşısındaki adamı gösterdi. ''...bu tiplere rastladım.'' İyi bok yedin Ekin.

''Gidelim. Oğuz merak etmiştir.'' Ellerini ceplerine sokup benimle birlikte yürümeye başlamıştı ki kolundan tutulunca onunla birlikte bende durdum.

''Önce özür dile.''

''Neden dileyecekmişim?

''Ne oldu tam olarak?" Diye araya girdim. Adamın öfkeli bakışları beni buldu. Adam deyip duruyordum ama bizden en fazla birkaç yaş büyüktü. Kaşları çatık öfkeyle bakıyordu.

''Arkadaşın kaybolmuş. Kardeşimde yardım etmek isteyince çocuğa hakaretler yağdırmış.'' Dişlerini sıkarak kenarda ağlayan on yaşlarındaki çocuğu gösterdi. ''Özür dileyeceksin! Yoksa buradan çıkmayı unut."

''Ekin.'' Dedim öfkeyle. Hemen itiraz etti.

''Ben o çocuğa bir şey söylemedim Toprak, yalan söylüyor. Yanındaki arkadaşı cüzdanımı çalmaya çalıştı. Çete bunların hepsi inanma.''

''Doğru çeteyiz. Ve eğer sana verdiğim şansı kullanmamaya kararlıysan bilelim.'' Dövecekti. Kışın ortasında giydiği incecik gömleğin kollarını katlamaya başladığında Ekin'i çekiştirmeye başladım. İnsanlar yavaş yavaş etrafımızda toplanmaya başlamıştı. Bu herif cidden tehlikeliydi.

''Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" Hayır abi ya! Bu burada işlemezdi ki!

''Kimmişsin sarı? Çok merak ettim Kur'anıma.'' Üşümüş gibi bedenini kollarıyla sardığında devam etti. ''Şimdiden beni bir korku sardı ha." Ortalık kahkahaya boğulduğunda Oğuz'un aramalarını reddettim. Düzgün konuşması bir anda şiveye kaymasıyla gerginlik yumuşamıştı. Hazır eğleniyorlarken gitsek iyi olurdu.

''Tamam, yeter özür dile gidelim artık.'' Dedim inatla burun kıvıran çocuğun kulağına.

''Ben bir şey yapmadım. Neden özür dileyeyim?" Bunların hepsi daha önce hiç haddini bildiren kimse olmadığı içindi. Kalkık götü ve şişkin egosu yüzünden dayak yersen o zaman gösterirdim ben ona gününü.

Baştan Çıkarma Oyunları (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin