Keyifli okumalar...Çalan telefonun sesi kulaklarına dolarken o huzurlu uykusundan uyanmamak için çaba sarfediyordu. Dün gece olanlardan sonra oldukça yorulmuştu.
En son hatırladığı Baran'ın kendisine pijamalarını giydirip yatırdığıydı. Gerçi neler olmuştu dün gece öyle. Baran kendisine öyle zevkler yaşatmıştı ki şu an aklına geldikçe bile nefes alışları hızlanıyordu.
Aden düşüncelerinin içinde kaybolurken telefonu ısrarla çalmaya devam etti. Zorlada olsa aralayabildiği gözlerini etrafta gezindirdi. Hafifçe yerinden doğrularak komodinin üzerindeki telefonuna uzandı.
Kimin aradığına bakmadan açtığı telefonu kulağına yerleştirdi.
"Nerdesin sen! Kaç defadır arıyorum neden açmıyorsun?"
Duyduğu sinirli ve yüksek sesle telefonu kulağından uzaklaştırdı. Daha doğru düzgün ayılamamıştı bile, arayanın kim olduğuna bakmak için telefonun ekranına baktı. Gördüğü isimle tekrar kulağına yaklaştırdı telefonu.
"Uyuyordum Sinan, noluyor?"
"Evine geldim yoktun! Nerdesin sen şu an?"
Sinan'ın sorduğu şeyle bir kaç saniye duraksadı. Onlardan çekinecek ya da utanacak değildi.
"Baran da kaldım dün gece. Sorun ne anlatacak mısın artık?"
Telefonun diğer ucundan ses gelmedi bir kaç saniye. Sinan'ın sesi endişeli geliyordu, demekki önemli bişey olmuştu.
" Bugün sabaha doğru klübün kapanış saatlerinde baskın yapmışlar. Mekan savaş alanına dönmüş."
Aden'in duyduğu şeyle sinirden çenesi kasılırken gözü seğiriyordu. Derince bir nefes aldı.
"Personelde birşey var mı peki? Kimseye bişey olmuş mu?"
"Pek bişey yok ama Çağrı.. kurşunlardan bir tanesi ona isabet etmiş. Ama durumu iyi korkacak bişey yok."
Aden hızla kalktı yataktan. Daha başındaki sorunlardan kurtulamadan her gün bir yenisi ekleniyordu. Kenarda asılı olan giysilerini üzerine geçirirken çoktan telefonu kapatmıştı.
Telefonuna gelen mesajla yatağın üzerindeki telefonunu aldı. Sinan hastanenin adını ve adresini yollamıştı.
Hızlı adımlarla merdivenlerden aşağı inip salona geldiğinde, koltukta oturup kahve içen Baran'ı gördü.
Baran endişe ile kendisine bakan adamla yerinden kalkarken elindeki kahve bardağını önündeki masaya bıraktı.
"Bir sorun mu var güzelim?"
"Acilen çıkmam gerekiyor Baran. Sonra konuşuruz olur mu?"
Baran tam önünde durduğu adamın beline ellerini yerleştirdi ve hafifçe okşadı. Tek amacı biraz rahatlamasıydı.
"Böyle çıkma biraz sakinleş ya da bende geleyim seninle ne dersin?"
Aden hızla kafasını olumlu anlamda sallarken Baran masanın üzerine bıraktığı telefonuna ilerledi. Telefonu pantolonunun cebine atıp küçüğü ile kapıya doğru adımladı. İkiside hızla kabanlarını ve ayakkabılarını giydikten sonra evden çıktılar.
***
Aden Çağrı'nın kaldığı oda numarasını öğrendikten sonra koşar adımlarla asansöre doğru adımladı. Baran ise sessizce yanındaki adamı takip ediyordu.
Odanın bulunduğu kata geldiklerinde koridorda gördüğü bedenlerle adımlarını dahada hızlandırdı.
"Sinan! Nerde? Durumu nasıl?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADEN BXB
General Fiction-DÜZENLENİYOR- Aşk nasıl bir şey bilmiyorum ama gördüklerim, okuduklarım ve duyduklarımla bence; içi dolu seni vurabilecek şekilde olan bir silahı, seni vurmayacağına emin olduğun birine gözü kapalı vermek... Aden de tam olarak bunu yaptı. Kendisini...