47. Bölüm

312 30 26
                                    

Keyifli okumalar...

FİNALE SON 3 BÖLÜM






Baran açtığı kapıdan Aden'in geçmesi için kenara çekilirken bir taraftan da bir elini beline koymuş destek oluyordu. Aden içeri girdiğinde Baran da onun peşinden içeri girerken elindeki çantayı vestiyere bıraktı.

Aden uzun süredir hastanede yatmasının sonucunda artık sıkılmış ve doktorların uzun uğraşlarına rağmen eve çıkmıştı.

Ne kadar etrafındakilere sürekli iyi olduğunu söylesede bir kaç adımda yoruluyor nefes almakta zorlanıyordu.

Baran önünde yavaş adımlarla yürüyen adamı gördüğünde adımlarını hızlandırıp, bir elini diz kapaklarının altından diğerini ise belinin etrafına sararak kucağına aldı. Aden bu ani hareketle neye uğradığını şaşırırken kollarını sevdiği adamın boynuna doladı.

Baran kucağındaki adamı direk kendi yatak odasına götürürken, çoktan merdivenleri çıkmaya başlayan adama kaşlarını çatarak baktı Aden. Ne kadar Baran'ın ne yapmaya çalıştığını anlamasada sesini çıkarmadan büyüğünün kucağında olmanın keyfini çıkardı.

İkili odaya girdiklerinde Baran kucağındaki adamı büyük yatağa bırakarak giysi dolabına doğru ilerledi ve içinden Aden için rahat bir şeyler çıkarıp tekrar meraklı gözlerle kendisini izleyen adama doğru ilerledi.

"Öncelikle merakını gidereyim güzelim, bundan sonra burada benimle yaşayacaksın. Sakın itiraz etme kararım kesin. Her şeyini getirttirip yerleştirdim zaten. Bundan sonra seni gözümün önünden bir saniye bile olsa ayırmaya hiç niyetim yok."

Bunları söylerken bir yandanda kendisini uslu uslu dinleyen adamın gömleğinin düğmelerini çözüyordu. Bütün düğmeleri çözülen gömlek Aden'in beyaz teninden kayıp yatağa düşerken Baran'ın gözleri henüz tamamen iyileşmemiş yarada takıldı. O gün aklına geldikçe yutkunmak bile zor geliyordu. Baran Aden'in önünde diz çökerek elini küçük olanın pantolonunun düğmesine attı.

"Benden gittiğin gün nefesim kesildi, ölüyorum sandım. Sensiz geçen her gün her saat her saniye tekrar tekrar parçalandı yüreğim. Sonra yavaş yavaş bir şeyler düzelmeye başladı. Dudaklarım dudaklarına değdiği gün tekrar nefes aldım. Susuz kalmış topraklarıma tekrar yağmur yağdı, doğmayan güneşim tekrar doğdu."

Elleri düğmenin üzerinde kitlenmiş bir şekilde hareketsiz dururken gözlerini ise ellerinden bir saniye olsun ayırmadı. Ağlamak istiyordu, küçük olanın koynunda topu elinden alınmış bir çocuk gibi ağlamak istiyordu.

"Sonra depoda sen..."

Cümlesini kesen boğazından kopan hıçkırıktı. Baran Aden vurulduğu günden beri dik durmaya çalışmış, kalbi paramparça iken dahi etrafındakilere destek olmaya uğraşmıştı. Şu an ise içinde biriken bütün zehri akıtıyordu. Kalbine ağır gelenleri kalbinin sahibine anlatıp rahatlamaktı derdi.

"Sen öyle kanlar içinde kucağımda yatarken yandım ben Aden. Yüreğime düşen ateş öyle büyüktü ki bir zerresi dünyayı yakmaya yeterdi. Sen göz kapakların ile kehribarlarını örttüğünde benim dünyam karardı, ışıksız kaldım. O an, o an benimle birlikte herkes yansın istedim. Bencilceydi belki lakin sen gözlerini yummuşken, benim yüreğim yanıyorken herkes yansın istedim."

Baran ellerinin üzerinede hissettiği ellerle gözlerini küçük olana çevirdi. Kehribarlarla birleştiğinde kömür karaları kalbine ılık ılık akan bir şeyler hissetti. Daha ne kadar sevebilirdi ki bu adamı. Her geçen gün çoğalan bu his ne zamana kadar çoğalmaya devam edecekti. Baran bir an aşkından delireceğini bile geçirmişti aklından. Karşısındaki adamı taparcasına seviyordu.

ADEN BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin