Evet elmalı turtalarım kaldığımız yerden devam edebiliriz.
Keyifli okumalar...
Aden kafasının içinde yankılanan sesi susturmak için iki elinide kulaklarına bastırdı. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
Babasının katili olduğu için Baran'ı öldürmesi gerekiyordu ama bu düşünceler aklına üşüştüğü zaman kalbindeki sızıya dayanamıyordu.
Ne yapacağını bilemez bir şekilde şirketteki odasında volta atarken, Ali her şeyi anlattıktan sonra gitmişti. Çağrı ve Sinan ise Aden'in bu durumunu gördükten sonra yalnız kalması için odalarına çekilmişlerdi.
Defalarca çalan telefonun sesi tekrardan odanın içinde yankılanırken, Aden kimin aradığını biliyordu.
Sinirden çınlayan kulakları başındaki ağrının artmasına neden olurken, telefonunu tamamen kapatıp yönünü odanın kapısına doğru döndü.
"Zeynep!"
Yüksek sesle sekreterini çağırırken bir eliylede üzerindeki takım elbisenin kıravatını çekiştirdi.
Kapı hızla açılırken Aden gelen kişiye bakmaya bile tenezzül etmemişti."Bana ağrı kesici getir güçlü bişey olsun. Bide Çağrı ile Sinan'ı odama yolla."
Sekreter kız kafasıyla onaylayıp odadan çıkarken, Aden de hızla koltuğuna oturup dirseklerini masaya yaslayarak kafasını iki elinin arasında sıkıştırdı.
Ne yapacağı hakkında en ufak bir fikri dahi yoktu. Baran'ı öldürmese bile affedebileceğini düşünmüyordu. Onsuz bir hayat düşünmek ise içinin daralmasına sebep oluyordu.
Sekreter kız kapıyı tıklatıp içeri girerken hemen arkasından da Çağrı ve Sinan girdi odaya.
Aden kendisine gelen ilacı tek seferde içerken Çağrı ve Sinan tedirgin bir şekilde bakıyorlardı kehribarların sahibine.
Aden aklına gelen şeyle masanın üzerinde duran telefonu alarak bir kaç tuşa basıp kulağına götürdü. Bir kaç çalmada açılan telefonla sesini bulabilmek için bir kaç kez öksürdü.
"Sizi neden aradığımı biliyorsunuz, size iki seçenek sunuyorum, ya Baran'ın canına karşılık Zeki'yi bana vereceksiniz. Ya da Zeki'yi vermezsiniz bende Baran'ın kafasına sıkarım.
Ona hayatı için garanti verdiğinizi biliyorum. O yüzden benimle oynamayın ve size göndereceğim adrese Zeki'yi bir kaç saat içinde gönderin. Tabi çok rica ediyorum canlı olsun."
Karşı tarafın bir şey demesini beklemeden telefonu kapattı. Baran'ı öldüremeyeceğini kendiside biliyordu lakin Alparslan denen adam bunu bilmediği için rahatça tehdit ediyordu.
Elindeki telefonu tekrardan masanın üzerine atarken odadaki diğer ikili şaşkınlıkla bakıyorlardı.
"Zeki denen şerefsize ne yapacağın umrumda değil fakat Baran ile ne yapmayı düşünüyorsun peki?"
Sinan önündeki koltuğa otururken bir yandan da üzerindeki ceketi çıkarıp koltuğun kenar kısmına astı.
"Doğru söylüyor, babanın katili fakat seninde sevgilin. Ne yapacaksın Aden? Lakin unutma ne yaparsan yap her zaman arkandayız."
Onların her zaman yanında olduklarını bilmek Aden'i güçlendiriyordu. Sanki onlar yanında olduklarında bütün sıkıntıları aşabilecek gibi hissediyordu.
"Eyvallah kardeşim."
Ölen adam sadece kendi babası değildi, bu yüzdende alacağı kararı tek başına belirleyemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADEN BXB
General Fiction-DÜZENLENİYOR- Aşk nasıl bir şey bilmiyorum ama gördüklerim, okuduklarım ve duyduklarımla bence; içi dolu seni vurabilecek şekilde olan bir silahı, seni vurmayacağına emin olduğun birine gözü kapalı vermek... Aden de tam olarak bunu yaptı. Kendisini...