Keyifli okumalar...
Gördüğü rüyanın etkisinden halen kurtulamayan Baran karşısında kahvaltı yapan adama bakıyordu. Bi anda hayatında olmama ihtimalini düşünmek bile canını yakarken gerçekten böyle bir şey olduğunda ne yapacaktı bilmiyordu.
Aden ağzına elindeki lokmasını atarken bakışlarını karşısında duran adama çevirdi. Halen üzgün görünüyordu Baran. Rüyasında ne gördüğünü, onu böyle yıkan şeyin ne olduğunu merak etsede büyüğünün kendiliğinden anlatmasını istiyordu.
"Nasıl hissediyorsun kendini? Biraz daha iyi misin?"
Aden'in elindeki bardağı masaya koyarken sorduğu soru Baran'ı daldığı düşüncelerden çıkardı. Küçük olanın merak ettiğinin farkındaydı lakin gördüğü rüyayı nasıl açıklayacaktı.
"Daha iyiyim, merak etme.."
Sıkkın bir nefes alıp elindeki çatal ve bıçağı masaya bırakıp eline çayını alarak verandaya çıktı. Kalbine düşen korku nefes almasını zorlaştırıyordu. Bu işin sonu iyi bitmeyecekti belliydi ama en azından Aden kendisinden öğrenmeliydi gerçekleri.
Baran havanın serin olmasına rağmen sadece üzerindeki ince kazakla çıkmıştı bahçeye. Bunu farkeden Aden elindeki bardağı bırakarak büyük olanın yanına ilerledi ve arkasından ona sardı kollarını.
"Üşüteceksin Baran, hasta olmanı istemiyorum."
Baran beline sarılan ve tam göbeğinin üzerinde birleşen ellerin üzerine kendi ellerini yerleştirdi.
"Bişey olmaz merak etme. Hem hasta olsam bakmaz mısın bana? İlgilenmez misin benimle?"
"Bakmam, o yüzden içeri girelim ve sende hasta olma."
Aden'in şaka amaçlı söylediği şey üzerine Baran bedenini küçük olana çevirdi. Elini küçük olanın beline atarak kendisine daha çok çekti.
"Demek bakmazsın... Nasıl sevgilisin sen? İnsan sevgilisi ile ilgilenmez mi?"
Aden duyduğu şeylerle gözleri büyürken kalp atışları hızlanmaya başladı. İlk kez Baran ikisi için sevgili kelimesini kullanmıştı.
Baran küçüğünün belindeki elinin birini kaldırarak karşısındaki adamın tam kalbinin üzerine koydu.
"Neden şaşırdın? Burası bana ait değil mi? Senden o iki kelimeyi duymaya ihtiyacım yok Aden, sen bana çoktan beni sevdiğini itiraf ettin."
"Hayır itiraf etmedim yok öyle bişey."
Aden'in kaşlarını çatmış bir şekilde söylediği şeyle Baran gülümsedi. Küçük olanı sinir etmek hoşuna gitmişti. 'Biraz daha üzerine gitsem bişey olmaz' diye düşündü.
"Kalbin neden böyle hızlı atıyor o zaman? Etrafındaki herkese asabisin. Katı kuralların var, belirlediğin çizgiler keskin, ördüğün duvarlar yüksek, saldırmaya hazır bir aslan gibisin. Ama ben ne zaman sana dokunsam nefes alış verişlerin hızlanıyor, kalp atışların burdan bile duyuluyor. İlgi bekleyen bir kediye dönüşüyorsun. Peki bu aşk değilde ne Aden?"
Aden kendisindeki bu değişikliklerin farkındaydı lakin ilk defa birisi yüzüne vurmuştu. Baran bir şekilde ördüğü yüksek duvarları aşmış ve onun sert kabuğunu kırmıştı.
Büyük olandan uzaktayken onu özlüyor, bazen onun dostum dediği adamlardan bile kıskanıyordu. Kendisi henüz bu hissettiklerine bir ad koyamazken Baran'ın dedikleri onu hem heyecanlandırıyor hemde korkutuyordu.
Karşısında yanakları kızaran adama baktı Baran. Aden'in aşık olduğunda böyle bir adama dönüşeceğini hiç tahmin etmemişti. Her seferinde adım atan ve onun ilgisini çekmeye çalışan kendisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADEN BXB
Ficción General-DÜZENLENİYOR- Aşk nasıl bir şey bilmiyorum ama gördüklerim, okuduklarım ve duyduklarımla bence; içi dolu seni vurabilecek şekilde olan bir silahı, seni vurmayacağına emin olduğun birine gözü kapalı vermek... Aden de tam olarak bunu yaptı. Kendisini...