Üzülerek belirtmek istiyorum ki finale çok az kaldı.
Bu aralar yeni kitap için taslak oluşturuyorum. Ve bu kitap biter bitmez ona başlamayı düşünüyorum. O yüzden bir yere ayrılmadan o kitaptan devam edebilirsiniz.
Ön bilgilendirmeyide yaptığıma göreee
Keyifli okumalar...
Baran gece uykuya dalmadan önce Çise'ye mesaj atmış sabah erken saatlerde gönderdiği adrese yiyecek bir şeyler getirmesini yazmıştı.
Diğerlerinden istememesinin sebebi hem Çise'nin ağzı diğerlerine göre daha sıkıydı hem de Aden'in arkadaşları ile pek fazla iletişimde değildi.
Sabahın erken saatlerinde Aden'in onu iteklemesi ile güzel uykusundan uyanmış şu an ise inat yapıp bir şey yemeyen adamla uğraşıyordu.
"Aden, güzelim hadi artık bişeyler ye. Zaten dünden kalmasın miden daha kötü olacak."
Baran'ın söyledikleri ile Aden karşısında büyük bir iştahla kahvaltı yapan adama ters ters baktı. Gece küçüğüne sarılarak uyumak Baran'a oldukça iyi gelmişti ve günlerdir doğru düzgün bir şeyler yiyememenin acısını çıkartıyordu.
"Sonsuza kadar burda mı tutacaksın beni? Bu şekilde hiç bir şeyi çözemeyeceğimizin farkındasın değil mi?"
Baran son kez çayından bir yudum alıp bardağı masanın üzerine bıraktı. Bir şekilde aralarındaki sorun çözülmeliydi yoksa Baran gerçekten kafayı yiyecek yakıp yıkmadık yer bırakmayacaktı.
"Ben sana aşığım Aden! Öyle ya da böyle beni dinleyeceksin ve bu aramızdaki sorunu çözeceğiz."
Aden hiç bir şey yemediği masadan sinirle kalktı. Elini çenesine atıp hafif uzamış sakallarını kaşırken odada bir oyana bir buyana yürüyüp duruyordu.
"Hıhh aşıkmış. Gözlerimin içine bakıp yalan söylerkende aşık mıydın? Lan ben aylarca babamın katilini aradım. Kardeşlerimin yüzüne bakamadım onları babasız bırakan adamı bulamadım diye.
Sen ne yaptın peki? Benim bu halimi göre göre sustun. Gerçekleri bir kağıt parçası ile değil senden öğrenmem gerekirdi. Sen beni babasız bıraktın, tek dayanağımı elimden aldın Baran. Sen bana ne yaptığının farkında bile değilsin birde gelmiş beni dinlemek zorundasın diyorsun."
Küçük olan söylediği her kelimede haklıydı biliyordu ve bu durum Baran'ın yaptıkları altında dahada çok ezilmesine neden oluyordu.
Ürkek adımlarını küçük olana doğru atarken elini kavaya kaldırarak ona uzanmaya çalıştı.
"Ne desen haklısın Aden. Sana anlatmam gerekirdi ama yapamadım. Benden ayrılırsın bir daha yüzüme bakmazsın diye düşündüm. Nolur sakin ol konuşalım olur mu. Böyle yaparak ikimize de zarar veriyorsun."
Aden hızlı adımlarla kendisine doğru yaklaşan adama doğru ilerleyip yakasını kavradı. Küçük olana göre zor olan affetmek değildi. Asıl zor olan bir daha nasıl güvenecekti, Baran'ın kendisini bir daha kandırmayacağını nerden bilecekti.
"Bana en büyük zararı sen verdin. Duygu nedir bilmeyen kalbime sevmeyi öğrettin. Sonrada o kalbi sikip attın. Her şey daha kötüye gidiyor görmüyor musun? Konuştukça dahada dibe batıyor, aramızdaki uçurumu daha da büyültüyoruz.
Ben kendimi hazır hissettiğimde gelecektim zaten sana. Tek yapman gereken beni beklemekken bizi getirdiğin duruma bak."
Baran ilk kez birisinin karşısında yenilmişti. Pişmanlıkla omuzları düşerken, gözlerini bakmaya doyamadığı kehribardan ayrıp kafasını önüne eğdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADEN BXB
Genel Kurgu-DÜZENLENİYOR- Aşk nasıl bir şey bilmiyorum ama gördüklerim, okuduklarım ve duyduklarımla bence; içi dolu seni vurabilecek şekilde olan bir silahı, seni vurmayacağına emin olduğun birine gözü kapalı vermek... Aden de tam olarak bunu yaptı. Kendisini...