48. Bölüm

330 33 67
                                    

FİNALE SON 2 BÖLÜM




Keyifli okumalar...




"Tamam biliyorum, lakin ona şimdi söyleyemem. Halledeceğim bir şekilde. Bilmiyorum lakin çok dikkatli olmalıyız."

Baran uzun parmaklarını saçlarından geçirerek çekiştirdi.

"Sen onu bana bırak. Halledeceğim dedim. Kapatmam gerek Aden uyanacak. Dediklerimi unutma, bir terslik istemiyorum."

Aramayı sonlandırıp telefonu mutfak tezgahının üzerine bırakırken bir taraftanda gözü kapıdaydı. Aden'e yakalanmak isteyeceği en son şey olurdu. Lakin hesaba katmadığı çok önemli bir şey vardı. Aden çoktan uyanmış, mutfakta Baran'ın dediklerinin bir kısmını duymuştu.

Meraktan içi içini kemirsede sormaya çekiniyordu. Hem belki Baran ona kendiliğinden anlatırdı. Sanki yeni uyanmış gibi bir ifadeye bürünerek salonla birleşik mutfağa doğru adımladı. Hastaneden çıkalı neredeyse bir hafta olmasına rağmen, Baran şaşırtıcı şekilde Aden'den uzak duruyor, hatta küçük olana dokunmuyordu dahi.

Bu durum içinde merak uyandırsada, bir yandan da canını sıkıyordu. Ne yaparsa yapsın Baran sevişmemek için elinden geleni yapıyordu. Her seferinde saçma sapan şeyleri bahane ederek ya ortamdan uzaklaşıyor ya da başka konular açarak konuyu dağıtıyordu.

Aden bu sefer sınırları daha fazla zorlamanın peşindeydi. Üzerine giydiği Baran'a ait siyah gömleğin ilk iki düğmesini açmıştı. Kalçasının altında biten gömlekle bacaklarını tüm çıplaklığı ile göze sunarken, altına oyun odasında kullanmak için aldığı tül slip külotlardan siyah olanı giymişti.

Baran bir yandan kahvaltı ile uğraşırken bir yandan da planladığı şeylerin üzerinden tekrar geçiyordu. Hiç bir terslik olsun istemiyordu.
Biranda beline dolanan kollarla omuzunun üzerinden kolların sahibine baktı.

Aden uzun süredir saçlarını kestirmediği için uzamış ve Baran'ın gözünde daha tatlı bir hal almasını sağlamıştı. Baran elindekileri tezgahın üzerine bırakarak yönünü küçük olana döndüğünde gördüğü manzara ile derin bir nefes aldı.

Aden beyaz tenini örten siyah gömlek, kumral dağılmış saçları, aradan parlayan kehribar gözleri ve beyaz hafif kaslı bacakları ile muhteşemdi. Küçük olan sabrını fena sınıyordu lakin Baran'ın dayanması gerekiyordu.

Aden biraz daha büyük olana yaklaşarak bedenlerinin temas etmesini sağlarken, burnunu Baran'ın boynuna sürtüyor, derin nefesler alırken arada da mırıltılar çıkarıyordu.

"Güzelim kahvaltı..."

Aden, Baran'ın sırtını okşayan ellerini biraz daha büyük olanın tenine bastırarak aşağı doğru hareket ettirdi. Baran'ın yine aynı şeyi yapması onu sinirlendirsede belli etmeyerek dudaklarını önündeki tene bastırdı. Bir yandan dudakları arasındaki ince deriyi öpüp dili ile yalarken, bir yandan da altındaki şişkinliği Baran'ın erkekliğine doğru bastırıyordu.

"Baran, sana ihtiyacım var. Lütfen.."

Baran duyduklarından sonra ellerini küçük olanın kalçasına atarak iyice kendisine bastırdı. Dudaklarıda büyük bir hızla özlediği dudaklarla birleşirken dilini aralıklı dudaklardan içeri yolladı.

Bir yandan küçük olanın dilini emip ağzını talan ediyor bir yandan da elinin altındaki kalçayı sıkıp kendine bastırıyordu. Aden'in inlemeleri büyük olanın dudaklarının arasında kaybolurken, Baran aklına gelen şeyle dudaklarını ayırarak küçük olanı kendisinden uzaklaştırdı.

Aden boşluğa düşmeninde verdiği hisle kaşlarını çatarken, neden Baran'ın kendisi ile seks yapmak istemediğine anlam veremiyordu. Sağlığını bahane edemezdi çünkü Aden gayet iyi hissediyordu ve ayrıca önceki gibi en ufak bir şeyde nefes nefese kalmıyordu.

ADEN BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin