42. Bölüm

269 34 48
                                    



FİNALE SON 8 BÖLÜM


Keyifli okumalar...



Baran kulaklarını delip geçen çığlıkla yüzünü buruştururken elindeki kanlı penseyi diğer aletlerin olduğu masanın üzerine bıraktı. Masanın üzerindeki bezi alıp ellerindeki kanı temizlemeye çalışırken gözlerini kısmış bir şekilde çok sık olmasa da arada canı sıkıldığı zaman içtiği sigarasından derin bir nefes aldı.

Sigaranın dumanının burnundan çıkmasına izin verdi ve elindeki bezi tekrar masının üzerine fırlattı. Siyah irisleri karşısında çektiği acılar yüzünden terlemiş ve sürekli bağırdığı için kızarmış adama dikerken, bir çok yerinde kurumuş kan bulunan parmakları ile dudakları arasındaki bitmeye yaklaşmış sigarayı alırken yafasını yukarı kaldırarak dudaklarından bıkkın bir nefesle dumanı üfledi.

"Babamın mirasını kabul edip üzerime aldığımda kendi kendime bir söz verdim. Nefretime, çabucak bozulan asabıma sahip çıkacak eskiden yaptığım yanlış şeyleri yapmayacaktım. Lakin sanki lanetlenmişim gibi bütün belalar beni buluyor."

Bakışlarını tekrar karşısındaki adama dikerken elindeki sigarayı atıp ayakkabısının ucuyla ezdi. Kenarda eski varillerin yanında suran tabureyi alıp tam sandalyeye bağlanmış adamın karşısına yerleştirdi ve gömleğinin açık olan iki düğmesi nefes almasına yetmiyormuş gibi bir düğmesini daha açtı.

Kaslı ve hafif esmer teni gözler önüne serilirken bacakları açık yayvan bir şekilde oturdu.

"Koskoca Zeki, masanın başı Zeki geldiğin şu hale bak. Geçmişte yaptıklarının bir karşılığı olacağını hiç mi aklına getirmedin lan? Hiç mi korkmadın?"

Zeki dayak yemekten şişen gözleri ve patlamış kaşınında etkisi ile gözlerini zorlukla açarken, kaç zamandır bu eski fabrikada tutulduğunu bilmiyordu. Karşısındaki genç adamı zor güç görebiliyordu. Baran o kadar çok dövmüştü ki onu bayılmamak için zor güç tutuyordu kendini.

"Kafama sıkamayacak kadar korkak mısın Baran? Baban olsaydı şimdiye çoktan sıkmıştı. Gerçekten de onun oğlu musun?"

Baran kendisini kışkırtmaya çalışan adamın dedikleri ile dişlerini sıktı. Onun oyununa gelmeyecekti. Yapması gereken şeyler vardı. Öncelikle annesini kurtaracak ve Cengiz denen adamın hesabını görecekti.

Ayağa kalkıp yavaş adımlarla karşındaki adama doğru ilerledi ve çömelip ellerini saçlarına daldırdı ve geriye doğru çekti. Zeki'yi tanıyan birisi bu halini görse tanıyamazdı. Günlerce yediği dayak yüzünden yüzü yara bere içinde kısım kısım ise yaralar kabuk bağlamıştı.

"Ne yaptığının farkında değil miyim sanıyorsun? Babamı dostum dediği adama öldürttün, annemi zorla yanında tutan adama yardım ettin. Bu kadar kolay ölebileceğini mi sanıyorsun? Sence ben buna izin verir miyim?

Her gün, her saniye gebermeyi dileyeceksin lakin geberemeyeceksin. Bütün hıncımı almadan cehenneme gitmene izin vermeyeceğim amına kodumun evladı."

Elindeki saçları hızla savururken ayağa kalkıp duvardaki paslı çiviye astığı ceketini alıp üzerine geçirdi. Dışardaki adamına seslendikten sonra tekrar siyahlarını sandalyeye bağlanmış adama çevirdi.

Koruma Baran'ın çağırmasından sonra hızla büyük olanın yanına gelirken ceketinin bir düğmesini ilikleyerek ellerini önünde birleştirdi.

"Şuna yiyecek bişeyler verin bide vücudundaki yaralara baktırın geberip gitmesin, henüz işim bitmedi onunla."

Karşısındaki genç çocuk kafasını anladığını belirtir şekilde salladıktan sonra Baran fabrikanın büyük demir kapısına doğru ilerledi.

ADEN BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin