Selaaaaammm...
Finale az kaldığından bahsetmiştim.
O zaman geri sayım başlasın.
SON 9 BÖLÜM...
Keyifli okumalar....
Ömer önündeki dosyalarla ilgilenirken elini cenindeki telefona atıp çıkardı ve aradığı numarayı bulunca üzerine tıklayıp kulağına götürdü. Bir kaç çalma sonrasında karşı taraftan gelen boğuk sesle kaşlarını çattı.
"Sana inanamıyorum Bora halen uyuyor musun?"
"Kalçamdaki ağrı yüzünden bütün gece uyuyamadım, sabaha doğru ilaç içip yattım. Tabi senin tuzun kuru, sana giren çıkan bişey yok."
Ömer Bora'nın söyledikleri ile kahkaha atarken odaya giren adamla yerinde hafifçe dikleşip gülmesini durdurup hafifçe öksürdü.
"Bir daha beni kışkırtırken iki kez düşünürsün güzelim. Hadi şimdi kalk şirkete gel. Baran acil toplantı istedi."
Karşı taraftan onaylar bir mırıltı gelince yüzünde engel olamadığı bir gülümseme ile alt dudağını ısırdı. Elindeki telefonu masanın üzerine bırakırken kendisine boş gözlerle bakan adama baktı.
Baran ve Aden'in konuşmalarının üzerinden 4 gün geçmişti. Lakin Baran bir kez olsun onu rahatsız etmemiş küçük olanın kendisine gelmesini beklemişti.
Ne kadar zorlansada küçük olana verdiği sözü tutması gerekiyordu. Yapacağı herhangi bir hata onu sonsuza dek kaybetmesine sebep olabilirdi. Bu ihtimalde Baran'ın sonu olurdu.
"Çise'ye de haber verdim, toplantıdan çıkar çıkmaz gelicek. Bu arada sen nasılsın Baran? Aden ile ilgili gelişme var mı?"
Ömer'in sorduğu sorulara kafası ile olumsuz cevap verirken kalbindeki sancı gün geçtikçe artıyor nefes almasını zorlaştırıyordu. Bu kadar sıkıntı yetmiyormuş gibi birde annesinin durumu eklenmişti.
Ömer karşısındaki adam için üzülüyordu. Bir anlığına aklına İlişkileri henüz yeni olsa bile Bora'yı görememe ihtimalini getirdiğinde kalbinin sızladığını hissetti. Onun ihtimal diye aklından geçirdiği şeyi Baran şu an iliklerine kadar yaşıyordu.
Kısa bir süre daha birbirleri ile sohbet ettikten sonra gelen Çise ve Bora ile dörtlü odadaki büyük masanın etrafına oturdu. Ömer elindeki dosyaları diğerlerinin önüne koyduktan sonra kendi elinde de bulunan dosyayı açarak karşısında oturanlara baktı.
"Bildiğimiz üzere masa çöktü. Zeki haricinde hepsi Alparslan denen adam tarafından içeri tıkıldı."
Zeki'nin adı geçtiğinde bütün gözler Baran'a çevrildi. Zeki'yi halen o eski depoda tutuyordu. Geberip gitmemesi içinde arada yemek verdiriyordu adamlarına.
"Aden sayesinde çok fazla bir kayıbımız yok. O masa ile ilgili olan bütün bağımız hiç varolmamış gibi silindi. Gemiler için yeni bir şirket buldum. Bilindiği gibi kasaya giren paranın büyük bir kısmı gemilerle yaptığımız taşımacılıktan geliyor.
Lakin Alparslan denen adam 2 gün önce Baran'a ulaşamadığı için benimle iletişime geçti. Silah işinde devam etmemizi istiyor. Bu sefer kendisinin kurduğu bir gurup olacak. Yapılan silahlar devlet aracılığı ile yurtdışına ve Türk Silahlı Kuvvetlerine satılacak. Daha detaylı konuşmak için senden haber bekliyor Baran."
Baran kaşlarını çatmış büyük bir dikkatle Ömer'i dinlerken Bora'nın lafa girmesi ile gözler ona çevrildi.
"Rakamlara bakılırsa bir süreliğine bir kaç yeri kapatsak daha iyi olacak. Çalışanları zor durumda bırakmış olabiliriz lakin kısa bir süreliğine dişlerini sıkabilirlerse her şeyi rayına oturttuğumuzda tekrardan işlerinin başına geçebilirler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADEN BXB
General Fiction-DÜZENLENİYOR- Aşk nasıl bir şey bilmiyorum ama gördüklerim, okuduklarım ve duyduklarımla bence; içi dolu seni vurabilecek şekilde olan bir silahı, seni vurmayacağına emin olduğun birine gözü kapalı vermek... Aden de tam olarak bunu yaptı. Kendisini...