Keyifli okumalaaar...Aden hızla rutubet kokan depodan çıkarken kolunda hissettiği el ile bir anda geriye çekildi. Göğsü sert bir şekilde karşısındaki adamın göğsüne çarparken dudaklarında hissettiği nefesle bacaklarının titrediğini hissetti.
Zaten zor güç dayanırken, dibindeki adam işini dahada zorlaştırıyordu. Gözleri karşısındaki adamım dışında her yere değerken boşta kalan eliyle kendisini sıkıca tutan adamı ittirmeye çalıştı.
Aden ne kadar itmeye çalışsada Baran onu öyle sıkı tutuyordu ki, küçük olan kıpırdayamıyordu bile. Belkide kıpırdamak istemiyordu.
"Baran bırak!"
Aden sonunda sinirden koyulaşan gözlerini kendisine bakan adamın siyahlarına dikerken, bir yandanda hızlanan nefesini düzenlemeye çalışıyordu.
"Beni dinlemek zorundasın. O iti önüme atıp hiç bir şey demeden çekip gidemezsin."
Aden bütün gücüyle kollarında bulunduğu adamı itip kurtulurken, Baran ittirmenin etkisi ile bir kaç adım geriledi.
"Bilmediğim ne anlatabilirsin ki? Babanı öldürmüş, ama sana anlatmış neden yaptığını. Seni korumuş kollamış, her zaman bir gözü hep senin üzerinde olmuş.
Onu öldüreceğini bile bile geldi o depoya. Ama sen gözlerinin içine bakarak değil bir korkak gibi gizliden sıktın. Ben aylarca katili ararken sen dibimdeydin ve bana gerçekleri anlatmak yerine saklamayı seçtin."
Hızla üzerindeki montun fermuarını açıp, geniş yakalı kazağının yakasını omuzuna doğru çekiştirdi.
"Banada lanet olası bir iz bıraktın, ömrüm boyunca üzerimde taşıyacağım bana her zaman babamın katili olduğunu hayırlatacak bir iz."
Baran küçük olanın haklı olduğunu biliyordu lakin Sabri'yi öldürmek için kendine göre sebepleri vardı ve bu sebeplerde haklıydı. Fakat küçük olanın sarfettiği kelimeler cam kırıkları gibi batıyordu kalbine ve her nefes alışında canını acıtıyordu.
"Söyleyecek bir şeyin yoksa bırak gideyim Baran. Zaten her şey yeterince zorken dahada zorlaştırma. Seni affedebilir miyim bilmiyorum. Lakin bırak nefes alayım. Düşünmeme izin ver, bir süre ayrı kalalım. İçerdekiylede ne yaparsan yap."
Dolan gözleri ile arkasını dönüp hızlı adımlarla bulunduğu ortamdan uzaklaşırken ağlamamak için yumruklarını sıkıyordu. Büyük olandan nasıl uzak kalıcak bilmiyordu fakat yapmak zorundaydı.
Arabasını çalıştırıp bütün gücüyle gaza yüklenirken, Baran elinin tersi ile yanaklarından süzülen gözyaşlarını sildi. Küçüğünü şimdiden özlemişti. Onun yeri kollarının arası iken şu an kendisinden nefret ediyordu. Fakat Aden'i kaybetmeye niyeti yoktu. Ne yapıp edip kendisini affettirecek tekrar ait olduğu yere kollarının arasına alacaktı.
İçerde acıdan inleyen adamın sesi kulaklarına dolarken kasılan çenesi ile elini belindeki silaha attı ve adımlarını depoya ilerletti.
Hayatlarını mahveden adamın halen nefes alıyor olması canını sıkıyordu.ㅇㅇㅇ
Elindeki kahve bardağı ile koltukta oturmuş film dvd'si seçen adamın yanına otururken bir tanesini onun önüne bırakıp tam oturacağı sırada dudaklarını yanındaki adamın boynuna bastırdı.
"Baran'dan bi haber var mı? 2 gündür arıyorum lakin telefonlarıma geri dönüş yapmıyor."
Ömer boynuna değen dudakların etkisinden çıkamazken Bora hafifçe onu dürttü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADEN BXB
Narrativa generale-DÜZENLENİYOR- Aşk nasıl bir şey bilmiyorum ama gördüklerim, okuduklarım ve duyduklarımla bence; içi dolu seni vurabilecek şekilde olan bir silahı, seni vurmayacağına emin olduğun birine gözü kapalı vermek... Aden de tam olarak bunu yaptı. Kendisini...