Minyoung dersten sonra eve gidiyordu. Gizemli adam kaçırma ve cinayet saldırılarının ortasında bile lise son sınıf öğrencisinin rutini aynıydı.
Ürkütücü bir rüzgar karanlık sokakta esti. Birkaç ay öncesine kadar bu loş ışıklı sokağa sık sık gelirdi. Ancak şimdi korkuyordu.
Beni alması için babamı aramalıyım.
Telefonunu çıkardı. Tam o sırada kuvvetli bir rüzgar esti.
Vın.
Hemen yukarı baktı ve devasa bir gölge gördü. Gözünü kırpmaya vakit bile bulamadan gölge üzerine atladı.
"Ah..."
Yardım istemek için bir saniyesi bile olmamıştı.
Gölgenin keskin pençeleri kafasını kestiğinde neler olduğunun farkına bile varmamıştı.
"Dur!"
Tam o sırada, Minyoung uzaktan bir adamın bağırdığını duydu.
Tüm dünya etrafında hızlıca dönmeye başlarken gözlerini kırptı.
Dayanıksız vücudu yere düşerken her şey karanlığa büründü.
Ölmüştü.
Bam!
Zeha'nın ateşlediği mermi canavarın üzerinde bir çizik bile bırakmadı. Kafası kesilen kızın vücudunu da alarak çoktan gitmişti. Ancak silah sesini duyduğu an sesin kaynağını bulmak için geri döndü.
Karanlıkta parlayan vahşi bakışla gözleri buluştuğunda Zeha dehşetle ürperdi. Kaplan keskin dişlerini göstererek ona hırladı. Parlak köpek dişleri her an boynunu delmeye hazır görünüyordu.
Zeha canavara tekrar hedef alırken korkusunu üzerinden attı.
Herkes... nerede?
Kaplanın dikkatini çektiği gibi saldırmaya söz vermişlerdi. Ona beklemesini söyledikleri caddeden bir kızın geçeceği hiç aklına gelmemişti.
Herkes nerede?
Etrafta ölüm sessizliği vardı.
Hırr... Kaplan hırladı.
Bam!
Zeha tekrar ateş etti. Ama faydasızdı.
Canavar kızın vücudunu kenara atarken kızgınlıkla kaşlarını çattı. O kadar hızlı hareket etti ki Zeha ayak uyduramadı. Tetiği tam tekrar çekmek üzereyken canavar gözlerinin önünde sıçradı.
"Hayır!"
Kaplan büyük pençeleriyle onu boynundan kavradı. Zeha kaplandan daha büyük olmasına rağmen kaplan ondan çok daha güçlüydü. Zeha'yı havaya kaldırırken acımasız bir şekilde hırladı, keskin pençelerini beline saplıyordu. Tam o sırada bir ok uçup kaplanın boynuna saplandı. Zeha hemen, boynunun delinmesini fırsata çevirip tutuşu da zayıflayınca ondan kurtuldu.
Kendini kurtarmak için vücudunu büktüğü anda, Zeha silahını yeniden doldurdu ve tam hedefe, karnına doğrultup tetiği çekti. Ama o, yine de saldırıya devam etti. Tam o anda, kaplanın vücudu bir sürü bıçakla delinirken bir ip boynuna dolandı. Bu art arda gelen saldırılara karşı en güçlü kaplanın bile bir şansı olamazdı.
Güm!
Çok geçmeden kara sis dağıldı ve nihayet yere yığılırken kaplan ortaya çıktı.
Zeha ona bakarken nefes nefese kaldı.
Adrenalinin etkisi geçtiği için Zeha'nın beli acılar içindeydi artık. O pençeler derin kesiklere yol açmış olmalı, diye düşündü.
