Henüz duyduklarını anlamlandırmaya çalışan Jaewon'un kaplan avcısı karşısında ağzı açık kaldı.
Kaplan avcısı, daha 17 yaşında olan Jaewon'dan oldukça uzundu.
Karşısında duran avcının geniş omuzlarıyla güçlü göğüs kasları vardı ve yıllar boyu acı çekip zorluklar yaşamış gibi görünüyordu. Berbat bir şekilde insanın gözünü korkutuyordu.
Farklı bir durumda Jaewon böyle biriyle bir şeylere dahil olma olasılığından kaçınırdı. Ama adam onu kaplanın pençelerinden kurtarmaya geldiğine göre onunla yüzleşmekten başka yapabileceği bir şey yoktu.
Jaewon sadece birkaç saniye önce "Avcı" uygulamasını çalıştırmak için telefonunun tuşlarına defalarca basmıştı. Bastığı anda kaplan avcısı karşısında belirmişti.
"Neden bu kadar uzun sürdü? Ver hadi!"
Kaplan avcısı homurdandı.
"Ne... Ne istediğini söyledin?" Jaewon kekeliyordu.
"Kaç kere tekrarlamam lazım? Zaten söyledim ya! 2 milyon won. Hemen yap ödemeyi. Öğrenci olduğun için sana özel indirim de var. Benimle karşılaştığın için çok şanslısın. Diğerleri senden daha fazlasını isterdi ve öğrenci olup olmaman umurlarında olmazdı."
"Ama... Neden size 2 milyon won ödemek zorundayım?" diye sordu Jaewon, gözleri endişeyle titriyordu.
Kaplan avcısı derin bir iç çekti. Sinirlendiği açıkça belli oluyordu. Bu da Jaewon'u geriyordu.
"Hey çocuk, eğer bir hizmet alıyorsan bunun karşılığını ödemelisin. Bir şeyleri hep bedavaya getirmek istersen arsız biri haline gelirsin."
"Ama 'Avcı' ücretsiz değil mi?" Jaewon'un sesi inleme şeklinde çıkıyordu.
"Ah, evet. Ücretsiz tabii, indirmek. Ama o kadar."
"Ama..."
"Aması yok. Bir düşün evlat. Bu uygulamayı geliştiren Yüce Hwanwoong Yisal Grup kulesinde güvenli ve sessiz sedasız şekilde yaşıyor ama biz öyle miyiz? Kaplanlarla savaşmak için hayatımızı riske atıyoruz. Hayatımızı riske atıyoruz. Kendi hayatımızı." Bu kısmı özellikle vurguladı kaplan avcısı.
"..."
"Ve beni çağıran kim? Sensin! Sen! Hayatımızı riske atmamız için bizi çağıran sensin. Şimdi de bunu bedavaya mı yapmamı istiyorsun? Söyle bana, senin emirler yağdırabileceğin biri gibi mi duruyorum? Senin özel koruman mıyım? Hoş, özel korumalar bile ücret alıyor. Anladın mı şimdi? Kim bunu bedavaya yapar? Kim?" Avcı hırlıyordu.
"Ama ücretsiz değil."
Jaewon cevaplamak için tüm cesaretini topladı.
2 milyon won mu? Üzerimde o kadar para yok.
"Ama kaplan yakalayınca Yisal size ödeme yapıyor." Jaewon ürkekçe karşı çıktı.
"Peh... Bu silahların ne kadar pahalı olduğunu biliyor musun? Şehrin sakinlerini korumak için bu silahlara ihtiyacımız var. Hizmetimiz karşılığında ücret almayıp da ne yapalım?"
"Ama..."
"Hey ne oluyor burada? Hâlâ ücreti almadın mı? Ciddi misin sen?"
Kaplan avcısının ortağı uzaklardan konuşmayı böldü. Ciddi şekilde sinirlenmiş gibiydi. Elinde kaplanın kafasını tutuyordu. Jaewon, kaplan avcısının tuttuğu kılıcı görünce sımsıkı kapattı gözlerini. Kılıçtan kaplanın kanı damlıyordu.
Kaplanlar kesinlikle korkutucuydu. Ama şu an karşısındaki avcılar Jaewon'u daha çok korkutuyordu. Gerginlikle terlemeye başladı.
"Hey çocuk, bu ikili arasında iyi olan benim. O değil. Eğer bir şey yaparsa onu kimse durduramaz, biliyorsunuz. Ona bulaşmak istemezsin. Çocukların masumu oynamasından nefret eder."