"Bazı insanlar bizi kurtarmaya geldi. Benim yaşlarımdaydılar... Eğer onlar olmasaydı hepimiz orada yok olur giderdik."
Var olan bir grup kahramanın insanları kaplanların elinden kurtardığı eski bir hikâyeydi. Polis bu hikâyeyi uzun zaman önce raporlamıştı. Birisi saldırıdan hayatta kalmış olmak üzere toplamda yedi kişiydiler ve kayda değer bir gücü yönetiyorlardı.
Bunu izleyen tanıklık, kalabalıktan kimsenin duymayı hayal dâhi edemeyeceği ilginç bir hikâyeydi.
"Gerçekten güçlü bir kaplan hızla odaya daldı ve diğer kurtarıcılar onunla savaşmaya başladı. Uzun bir süre çarpıştılar... Ta ki... İçlerinden biri, bir kaplan avcısı tarafından vurulana kadar. Tetikçinin bileğinde bir dövme vardı. Bir kelebekti."
Ona göre kurtarıcıların birini vuran, kelebek dövmesi olan dost bir kaplan avcısıydı.
Kaplan Kelebeği'nden bir avcıydı.
İnsanlar tarafından artık "kuvvet" olarak adlandırılan avcı takımı şehirde eşsiz bir etki yaratmıştı. Öğrencilerin hikâyesi dinleyen gazeteciler ve insanları şoka uğratıyordu. Kaplan Kelebeği Kuvvetleri'ne ait kaplan avcıları, halkı tehlikenin içinden kurtaran diğer kaplan avcılarına ateş ediyordu.
Çoğu insan bunu desteklediklerini doğrulamak adına öne doğru adım attı. Yaşanan sahne o kadar şok ediciydi ki hâlâ hafızalarında tazeliğini koruyordu. Dehşete düşmüş gazetecilere aynı olayları hatırlatıp duruyorlardı.
O gün röportajların videosu internette çok hızlı yayıldı. Binlerce insan tanıklığın gerçekliği üzerine olan tartışmalara yorumlar bıraktı. Aralarında en çok beğeni alan bir tanesi şöyleydi.
"Cidden, bu tanıklık olayları gerçektir. Sahte değil. O gün mağazadaydım ve Kaplan Kelebeği'ni orada gördüm. Kaplanlar ortaya çıktıklarında imzalı fotoğraf istemek için yanlarındaydım. İnsanlar yardım çığlıkları atıyordu ama onlar bir grup ürkek kelebek gibi alandan sıvıştılar. Ardından bir kaplan gerçekten çok güçlü bir şekilde kükredi. O kadar güçlüydü ki sanki deprem olmuş gibi mağaza sallandı. Eğer kahramanlar olmasaydı hepimiz ölmüştük."
Bu yorumun altında birkaç tane cevap da vardı.
"Ben de oradaydım. Kadınlardan biri Kaplan Kelebeği'ndeki kaplan avcılarından birine, çocuğunu kurtarması için sıkı sıkıya tutunmuştu, ama o kadını yanından uzaklaştırdı ve kaçtı! Şok eden bir görüntüydü! Çocuk annesinin yanında bas bas bağırıyordu."
"Durun, onlar Kaplan Kelebeği miydi? Ben de oradaydım. Olamaaaaaaz! Sezon sonu indirimi varmış gibi koşuyorlardı!"
"Hah! Yazıklar olsun sana Kaplan Kelebeği! Kimdi o kaplanların olmadığı bir dünya kurmakla övünen? Cık, cık."
Çocuklar, kelebeklerin uçtuğunu unutmayalım. Bu yüzden kaçmışlar. O gün oradan kaçmaları kendileri için oldukça doğal bir durum."
"Durun, o gün deprem mi oldu? Hiçbir şey hissetmedim."
"Belki sadece mağazanın çevresindedir."
"Bu nasıl mümkün olabilir? Nasıl bir deprem sadece mağaza çevresinde hissedilir?"
"Deprem kimin umurunda? Kelebekler lütfen bize bir iyilik yapın ve kendinizi imha edin."
Elbette artan ilgiyle birlikte takıma gelen olumsuz yorumlar yüzünden Kaplan Kelebeği Kuvvetleri için geçen aylar, hem iyi hem de kötünün bir karışımı olmuştu.
Ama kuruluşun büyüklüğü düşünülünce bu anlaşılabilir bir durumdu ve bu yorumlar çoğunlukla olumluydu. Hatta bazı taraftarlar işi, isimsiz ve küçük kaplan avcılarının iş birliği içinde yönetilmesi için Kaplan Kelebeği Kuvvetleri'ne katılmasını önermeye kadar götürmüştü.