"Hala buradasın. İyi." dedi Haru Jooan'a ve sonra Zeha ile Dogeon'a döndü.
"Üslerine giden yolu buldum." diye ekledi.
"Nerede?"
Jooan ve Dogeon anında öğrenmek istediler.
"Size anlatmayacağım."
Haru anlatmayı reddedince Dogeon memnuniyetsizce burun kıvırdı.
"Anlat bana!"
"Hayır, anlatmıyorum."
Dogeon, Haru'nun yakasına yapıştı.
"Dalga mı geçiyorsun benimle? Hemen anlat bana!"
"Evet, lütfen anlat bize."
Jooan usulca yalvardı. Ama Haru geri adım atmadı ve başını salladı. Zeha'nın elinden utanmaktan başka bir şey gelmiyordu.
Haru'nun nesi var?
"Hey, dalga mı geçiyorsun? Biz şu an oldukça ciddiyiz."
"Ben de öyleyim. Sadece bir düşün Zeha. Yeri söylediğim anda nasıl davranacaklarını zannediyorsun?"
"Şey..."
"Balıklama dalacaklar. Tıpkı ışığa doğru uçan güveler gibi. Oradaki kaplanları yenecek güçleri ve yetenekleri olup olmadığını sorgulamayı bir an bile durup düşünmeyecekler. Haksız mıyım?"
Dogeon, Haru'yu tutan elini gevşetti.
"Güçlüyüm. Gördün beni."
Jooan uysalca karşı çıktı. Ama Haru yine başını salladı.
"Yeterli değil. Konuştuğumuz yer onların üssü. Bu da sadece bir ya da iki kaplana karşı savaşmayacaksın demek. Birden fazla kaplanla savaşabileceğini düşünüyor musun gerçekten? Yanında doğru düzgün bir silah bile yok."
Haru haklıydı.
Jooan da bunun gayet farkındaydı. Ama kaplanları avlamak konusundaki isteğinin üstesinden gelemiyordu.
Bulti'yi mümkün olduğunca çabuk öldürmek istiyordu. Jooan, o kişiye yaptıklarını Bulti'ye ödetmek istiyordu. Jooan, onun kendisine verdiği gücü kullanarak intikamını almayı dört gözle bekliyordu.
"Savaş alanına girmeden önce kendimizi hazırlamalıyız. İntikamın o zamana kadar bekleyebilir."
Bunu söyleyip Jooan ve Dogeon'un göğsüne birer şaplak indirdi Haru.
Jooan, kaplanlardan kâti intikam alma isteğini Haru'nun nereden bildiğini merak etti.
"Sonunda ölürsen intikamın hiçbir anlamı kalmaz."
Kyeongtae gözlerinin önünde olup bitenlere inanamıyordu.
O, o da neydi...?
Lider Dongcheol bir takım oluşturmuş ve Zeha'yı mümkün olan her yola başvurarak ortadan kaldırmak için kendisini görevlendirmişti.
"O, kuruluşumuz için bir tehdit. Seongjin'e ne olduğunu duydun mu?"
"H- Hayır efendim." diye cevap verdi Kyeongtae.
"Kaplanı ilk bulan Seongjin olmasına rağmen, o serseri Seongjin ve diğerlerine saldırmadan önce avı engelledi."
"Yok artık, yapmış olamaz...!
"Aynen, değil mi? Ölmeyi hak ediyor. Bu zaman insanların birleşme zamanı. Ama bu kişi gelmiş iş birliği ve dayanışma ortamını sekteye uğratıyor. İnsanlığa karşı bir tehdit. Onu öldürmeliyiz."