Kalın bir sis tabakası hızlıca alanı kapladı. Haru yaklaşan tehlikeyi görünce çığlık attı.
"Kılıç!"
Zeha aceleyle eline beline götürdü.
"Kılıcı al!"
Haru'nun farklı bir kılıcı kastettiğini o an fark etti. Döndü ve yan tarafına baktı. Antik Çağ Kılıcı duvarda asılı duruyordu.
Sis aralanınca kaplanın ortaya çıktığını fark eden Zeha duvarda asılı olan kılıcı alıp almamakta bir an tereddüt etti.
Bir tane de değillerdi.
4 tane kaplan vardı.
"Ah!"
O eski çubuk her an parçalara ayrılacak gibi - ama her neyse. Şu anki kılıcım da savaş gerçekten başlamadan önce her türlü kırılacak zaten.
Bu düşünceyle Zeha uzandı ve kılıcı duvardan indirdi.
Bip! Bip!
Zeha kılıca elini dokunduğu anda müzenin alarmı sürekli olarak kulaklarında çınladı.
Kaplanlar ilerledikleri yolda aniden durdular ve arkalarını döndüler.
Haru, Zeha'ya doğru baktı. Ama Zeha etrafında yaşanan hiçbir şeyin farkında değildi.
"Ön taraf benim!"
Zeha izliyordu.
"Bu kılıçla kaplanları öldüreceğim."
Zeha dinliyordu.
"Ve topraklarımıza huzur getireceğim..!"
O anda kılıca yüklü anılar Zeha'nın ruhuna hücum etti. Kılıcın sapı bu anın gelmesini bekliyormuş gibi elinin etrafını sarıp kusursuzca eline uyum sağladı.
Kılıç mavi bir ışık yaydı o anda. Kaynağından çıkan ışık kının üst ucuna kadar yayılarak kılıcın gerçek şeklini ortaya çıkardı. Artık kırılgan bir çubuk gibi görünmüyordu.
Kaplanlar da etrafta dikilip kalmışlar dalgın dalgın Zeha'yı izliyorlardı.
Doğru zaman geldiğinde saldırıya geçmeyi deneyen Kaplan Kelebeği için de durum aynıydı.
Şimdiye dek ışık büyüdü ve Zeha'nın bedenini tamamen kaplayana kadar yukarı doğru kıvrıldı. Bir saniye sonra aniden kayboldu.
Işığın aniden kayboluşu oda sanki daha da karanlıkmış gibi hissettirmişti.
O anda aniden beliren bir ışık ortamı aydınlattı. Gözlerinden geliyordu.
"Ölüm Kılıcı!"
Diye mırıldadı Zeha ve sol eliyle kılıcın kınını kavradı. Kılıcını kınından çıkarırken aydınlık gözleri kaplanlara kenetlenmişti. Siyah kılıç karanlıkta parıl parıl parlıyordu.
"Bir arada kalın!"
Kaplanların biri haykırdı.
"Grrr!"
Hızla bir şey savruldu!
Zeha'nın tehdit oluşturduğunu fark etmeleri üzerine kaplanlar yüksek sesle hırıldadılar ve pençelerini onun üzerine savurdular. İlk yok edilecek kişi oydu. Kaplanların vahşi bakışları Zeha'ya kilitlenmiş olsa da Zeha sakindi, kılıcını gelişigüzel bir şekilde tutuyor kaplanları izliyordu.
Ona doğru sıçradılar.
Tam o anda Haru'nun halat bağı dışa doğru fırladı ve iki kaplanı bileklerinden yakaladı. Kaplanlar tökezledi ve yere kapaklandılar.