9. Günlük Hayat Kaybolduğunda

483 62 0
                                    

Eğer farklı şartlar altında olsalardı, Seongjin basit bir şekilde bu olayı başından savar ve Zeha'ya kurbanı oynamaktan memnun olup olmadığını sorup onunla dalga geçerdi. Ya da belki ganimetlerin bir kısmına el koymak için onunla bir anlaşma yapabilirdi. Ama şu an öyle bir şey mümkün değildi.

Zeha o kadar kızgındı ki bakışları Seongjin'in neredeyse aklına kazınmıştı. Zeha tamamen hareketsiz kalırken Seongjin sessizliğini korudu. Korku kalbini esir almaya başladığında tek yapabildiği nefes alıp vermekti.

"Zeha..."

O anda, Haru Zeha'ya seslenerek trans halinden çıkarıp kendine getirdi.

Ne olduğunu kavrar kavramaz Zeha kendine geldi. Daha sonra Seongjin'i yakaladı ve onu yere fırlattı. Seongjin ağzının içinden küfürler savurdu ama Zeha onu ciddiye almadı.

"Haru, iyi misin?

"İyiyim."

Haru eliyle yarasını kapatmaya çalışıyordu.

Yara oldukça kötü görünüyordu ama Haru'nun kanı akmıyordu.

Kaya olduğu için mi kanı akmıyor?

Yine de sırf kanı akmıyor diye Haru iyi demek değildi, Zeha bunu biliyordu.

Haru o kadar solgun gözüküyordu ki ona bakıldığı anda bir sorunu olduğunu söylenebilirdi. Ne kadar solgun olduğunu karanlıkta bile görebiliyordu Zeha.

"Dokunma dedim sana!"

Dogeon arkadan bağırdı. Zeha, hiçbiri gruba ait olmasa da Kaplan Kelebeği'nin hala ceset peşinde olduğunu varsaydı.

Zeha'ya göre kimin kaç tane kafayla eve gittiği hiç de önemli değildi. Zeha şu an sadece Haru konusunda ciddi şekilde endişeliydi.

"Lanet olsun! Hepsini öldürmüş falan da değil!"

"Gidelim artık. Bırak."

"Neden? Bence bir tane daha alabiliriz. Sorun olmayacaktır."

"Dediğimi duymadın mı? Hadi gidelim!"

Takımın lideri Seongjin bağırdığı anda, takımın geri kalanı ağızlarının içinde söylendiler ve müzeden çıkmak üzere liderlerini takip ettiler.

"Hey, bizim de gitmemiz lazım. Alarm biraz önce çaldı ve polisler her an burada olabilir. Görevliler öldükten sonra alarm sistemini polis merkezine yönlendirmişler gibi görünüyor." dedi Dogeon, boyu kadar yayı olan çocuğa yardım ederken. Haru'nun kalkmasına yardım eden Zeha da onaylarcasına başını salladı.

Haru konuşurken acı içinde kıvrandı.

"O yay..."

"Hı?" diyerek sordu Zeha.

"Yayı da yanınıza alın."

"Şu an yayı alacak-"

"Hemen!"

Zeha yorgun yorgun ilerlemeden önce derin bir iç çekti ve duvarda asılı olan yayı aldı.

Bip, bip!

Alarm sesi yeniden duyuldu.

Hepsi bir diğerinin ayağa kalkmasına yardım etti ve sonra dördü birden binadan güvenle çıktılar.

Soluğu, dört yetişkin adam için oldukça küçük olan Zeha'nın stüdyo dairesinde aldılar. Zeha, Haru'nun yatmasına yardım etti.

"Nasıl tedavi etmeliyiz? Hastaneye gitmeliyiz değil mi?"

Hayır, sadece uyumam lazım. Uyandığımda iyi olacağım."

"Hey, kaplan resmen seni pençeledi. Uyumak nasıl iyileştirecek seni?"

7 Kaplan AvcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin