Gri kaplan ondan sakınmak için tam zamanında sıçradı.
Hop!
Bir şey, tok bir sesle Jeongmi'nin önünde yere çarptı. Bir oktu bu. Bir başkası da gri kaplanın boynuna saplanmıştı.
Gri kaplan sinirli bir şekilde onu yerinden çıkarırken etinin bir parçası koptu.
"Neredesin?"
Etrafa bakınan kaplan bağırıyordu.
"Göster kendini!"
Gürültülü bir şekilde kükrüyordu.
Vın!
O anda başka bir ok keskin bir sesle süzüldü. Bu kez kaplan ondan kaçabilecek kadar hızlı değildi.
"Ahhhh-"
Nereden geldiği belli olmayan bir merminin boynuna saplanmasıyla kükremesi birden kesildi.
Kaplan çaresizce yere kapaklanmadan önce olduğu yerde sendeledi.
Yere diz çökerken elini boynundaki kanayan yaraya bastırıp yukarı baktı. Diğer kaplan da aynı şeyi yaptı.
"Uzaktalar sanki... Nerede olabilirler?"
"Belki avcılardır."
Kaplan avcıları mı?
Jeongmi, iki kaplanın konuşmasını duyunca rahatladı.
Ölmeyeceğiz! Kaplan avcıları geliyor.
Ölümün kıyısından döndükten sonra Jeongmi için onları kurtarmaya hangi kaplan avcılarının geldiği önemli değildi.
Gelenler rezil Kaplan Kelebeği olsa bile buna minnettar olurdu. Kendisini kurtarabilecek olan kişiye sonsuza dek borçlu kalmaya razıydı.
"Gösterin kendinizi! Sizi aşağılık korkaklar! Ortaya çıkın dedim size!"
Bam!
Bir mermi süzüldü havada.
Ama ne birine ne de bir nesneye isabet etmişti. Sarı kaplan eliyle yakalamıştı. Memnuniyetsizlikle burnunu kıvırarak,
"Hamam böcekleri. Savaşmaktan korkuyor musunuz? Ortaya çıkın, hemen! Paramparça edeceğim sizi!"
Kaplanın kışkırtmasına rağmen gizli alanlardan gelen oklar ve mermiler dışında kimse ortaya çıkmadı.
Kaplanlar, saldırılara karşı koymak için sanki böcek kovalıyor gibi sinirle ellerini çırpıyorlardı. Yine de arada birkaç atışı kaçırdıkları oluyordu.
O anda sarı kaplan aklına parlak bir fikir gelmiş gibi sırıtarak arkasına döndü. Daha sonra kollarını Jeongmi'ye doğru uzattı.
Planı, rehinesini saldırganlarına karşı tutup onlara durmaktan başka seçenek bırakmamaktı.
Kaplan tam onu boynundan yakalayacakken ürkerek sımsıkı kapattı gözlerini Jeongmi.
Ama derisine batan keskin pençeleri hissetmemesine şaşmıştı.
Fışt!
Jeongmi bir şeyin eti kesme sesine gözlerini açtı.
"Ahhhh!"
Kaplanın acı içindeki çığlığını duydu. Bir saniye önce kendisini boğazlayacak olan el, hâlâ kaplana bağlıymışçasına yerde kıvranıyordu.
"Ahhhhh!"
Kulakları parçalayan bir çığlık attığı anda,
"Ahhhhh!"