Adam, gözlerini Haeyeong'unkilere kilitlediğinde parmağını dudaklarına götürdü. Ona sessiz kalmasını söylüyordu.
Bir avcı!
Haeyeong rahatlamış hissetti.
O anda avcı keskin bir hançer çıkardı ve boynunu parçalara ayırmak için canavarın üstüne hücum etti.
Evet!
Hançeri canavara saplamasına bir santimetre kala avcı Jisu içinden mutlulukla bağırdı.
Çocukların canavarı meşgul etmesine minnettardı. İşi kolaylaştırmışlardı. Ama sonradan dereyi görmeden paçalarını sıvadığı çıktı ortaya.
"Ahhh!"
Kaplan boğazına yapıştığında Jisu acıyla inledi. Kaplanın arkasına döndüğünü bile görmemişti.
O anda pençelerini, beline sapladı.
"Gerçekten beni öldürebileceğini düşündün mü? Seni zavallı insan! Böyle hançerler derimi bile geçemez!"
"Ahhh!"
Jisu'nun beli acıyla yanmaya başladı. Ama yine de vazgeçmedi Jisu. Hançerini kaldırdı ve yaralama düşüncesiyle kaplana doğru salladı.
Burada çok fazla çocuk var. Onları korumalıyım. Bu şekilde ölemezler.
Pat!
Fakat Jisu hançeri saplamadan önce kaplan onu duvara fırlatmıştı.
Jisu duvara çarptı ve kayıp düştüğünde kan kusuyordu.
Canavarla boy ölçüşemeyeceğini fark ettiği anda yaşadığı hayal kırıklığının altında ezildi.
"Ahhhh!"
Çocuklar hala ağlıyordu. Haeyeong gözyaşlarına boğuldu. Ama yine de çocukları korumak için yerinde dimdik duruyordu.
Lütfen, biri. Herhangi biri. Yardım edin bize. Çocukları kurtarın. Lütfen.
Acı vücuduna yayılırken bile dua ediyordu Jisu.
"Uff. Bu reziller!"
Kaplan, kana bulanmış ellerinin parmaklarını saçlarında gezdirirken yüzünü çocuklara döndü.
"Çocuklar. Biz kaplanların ağlayan çocukları nasıl kaçırdığını duydunuz mu hiç? Hı? Ölmek ister misiniz? Sakin olun, duydunuz mu beni?"
Çocuklar kaplanın tehdidi üzerine umutsuzca hıçkırıklarını tutmaya çalıştılar. Ama çoğunun elinden bir şey gelmiyordu.
Kaplan çocukların boğuk hıçkırıklarına kıs kıs gülüyordu.
"Bakalım en çok kim ağlıyor? Hanginizin tadına daha önce bakayım? Kim en son olacak?"
Daha sonra kaplan çömelerek çocukların göz hizasına geldi ve etrafta gezindi. Bir oyuncak seçiyor gibiydi.
Kaplanın bu kadar yakın görüntüsü çocukları o kadar korkuttu ki tekrar ağlamaya başladılar.
Kaplan çocuklara yaşattığı bu dehşetin keyfini çıkarırken gözleri zevkle parladı.
"Grrrr! Kesin sesinizi! Hepinizi öldüreceğim!"
"Bak buraya...!"
Tam o anda Jisu bağırdı ve kaplana bir oyuncak fırlattı. Ama o kadar titriyordu ki oyuncak kaplana çarpmadı bile.
"Rahat bırak çocukları... Onlar sadece çocuk... Lütfen... Lütfen..."
O zaman canavar Jisu'ya döndü ve başını yana eğdi.
