MEDYA | ASİL
Hellö! Nasılsınız?
O kadar kaos meraklısıyım ki durağan bölümlerde acaba sürekli kaos yazmayacağına söz vermese miydin canım diyorum kendi kendime. Kitaplarda böyle aşırı yüksek, orta, düşük ve yeniden yüksek olan o kısımlar var ya. Bu bölüm biraz tamamlayıcı bir bölüm oldu. Bir dahaki bölüm ve hele ki ondan sonra ki... Kaosun dibini sıyıracağımıza söz veriyorum. Eheheh
Bu satıra beklentilerinizi, ileride kesin görmek istediğim sahneler dediklerinizi yazsanıza, merak ettim neler çıkacak.
✩Yıldızı parlatmayı ve satır aralarını doldurmayı unutmayın✩
Bölüme geçmeden önce bir soru sorayım. Bir gün kötülerin şehrine düşecek olsanız, bir Gri olarak hangi bölgede kalmak isterdiniz?
BÖLÜM 7
EKSİK PARÇALAR
"Adımı nereden biliyorsun?" diye sordum, aramızda esen rüzgarlar belki tek yönlüydü. Sadece bana çarpıyordu, ben hissediyordum.
Bu şehirde kimseye güven olmaması gerektiğini biliyordum ama içimde bir yerde birilerine güvenmek ve sırtımı yaslamak istiyordum.
Asil, sırtımı yaslayabileceğimi düşündüğüm kişiydi fakat sanki böyle hissettim her an aramızdan bir parça eksiliyordu.
Bana cevap vermek yerine nefesini bıkkın bir tavırla dışarı bıraktığında elim yakalarına yapışmıştı. Bu şehir ve insanları beni öfke dolu bir insana çevirmişti.
"Bana bak, artık sırlarla boğuşacak halim yok benim tamam mı? Seninle tanışıyorsak şimdi söyle Asil. Benim zihnimde eksik parçalar var, bunun farkındayım. Nasıl oldu bilmiyorum ama eksik parçalardan biri sensen hemen şimdi bunu söyle, ileride öğrenirsem seni çok fena yaparım."
Yakalarındaki ellerimi tuttu. Ellerime temas edince geri çekilmek istedim ama bu kez o izin vermedi.
"Bunun bir açıklaması var Yekta."
"Bana Yekta deme, şu taktığın ismi kullan ama gerçek adımla seslenme."
"Neden?"
"Adım senin ağzında kirleniyormuş gibi hissediyorum."
Bu cevabım ellerimi bırakmasına neden oldu, hızlıca. Hemen geri çekildi ve boşta kalan elleri yüzüne doğru harekete geçti. Stres olmuştu ve ben bu stresin sebebini öğrenmek istiyordum.
"Devrim yemin ederim biz seninle tanışmıyoruz."
"O halde adımı nasıl bilebilirsin?"
"Şehirde seni tanıyan biri var." Nefesini rahatlamış gibi dışarı bıraktı ve kaçırdığı gözlerini gözlerime dikti. "Ondan öğrendim."
"Kim?" diye sordum, şüpheyle. "Beni tanıyan kişi kim?"
"Hepsine geleceğiz." Yeniden yanıma yaklaştı ve elini usulca sırtıma yerleştirdi. "Benimle gel, şehrin gözü üzerimizde. Amber'in yanına gidelim, orada sana bildiğim her şeyi anlatacağım."
Gözlerim etrafta gezindi, dediği gibi herkes bize bakıyordu. Çoğu kaçamak bakıştı, Siyah bölgede olduğu gibi net değillerdi. Meraklılardı. Eğer siyah bölgede olsaydık ve bu orada yaşansaydı belki de çoktan birilerinin kurbanı olmuştuk.
"Formamı çıkarmama rağmen herkes beni tanıyor mu?"
"Belki, meydandan anımsarlar ama çoğunluk için hayır. Benim bir Gri olduğumu biliyorlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEYL: KÖTÜLERİN ŞEHRİ
Teen FictionSadece kötülerin var olduğu bir şehirde hayatta kalabilir misin? Yekta kendini bir cesedin başında, elleri kanlı bir halde bulduğunda kötülük onun yakalarına yapışmıştı. Bir katil iyi insanların arasında yaşamını sürdürüp onların hayat kalitesini ma...