Hellö! Nasılsınız?
Satır aralarına düşüncelerinizi bırakmayı ve yıldızı parlatmayı lütfen unutmayın. Desteğiniz için şimdiden teşekkür ederim🎈
VEYL
KÖTÜLERİN ŞEHRİ
43
YARA İZİ
Kıvanç, uyuduğumu düşünerek saçlarımın arasına bir öpücük bırakarak geldiği gibi camdan çıkıp gittiğinde gözlerimi açmış ve o andan beri kapatmamıştım. Kıvanç gitti, Kunter oldu ve Gri Hanım yatakta yalnız başına kaldı.
Yekta olmalıydım. Şu anda, sabah olmuşken ve birazdan Devin bu sabah ne yiyeceğimizle ilgili başımda konuşup durmadan önce Gri Hanım'ı bu yatakta bırakıp Gri bölge öncüsü Yekta'ya dönüşmeliydim ama yapamadım.
Elimi onun yattığı yerden kaldıramıyordum. Yorganı biraz hareket ettirsem sanki burada hiç var olmamış gibi sıcak bıraktığı yer soğuyacaktı.
Onun hem varlığının hem de yokluğunun canımı bu kadar yakması hiç adil değildi.
Bizimle ilgili adil olmayan o kadar çok şey vardı ki, imkansızlığımıza acı içinde gülmek dışında bir şey gelmiyordu elimden.
Zamanla yataktaki sıcaklığı gidince varlığı da silinmiş gibi oldu. O zaman zoraki kalktım yataktan. Kendime gelebilmek için duş aldım ama küvetin içinde geçirdiğim yarım saat boyunca yerdeki kırık sabunluğu izledim. Duştan çıkıp hazırlanmak istediğimde ilk işim dolabı açmak olmuştu ve sanırım delirdiğim kısım burasıydı. Kokusunun dolabın içine sindiğini, sıcaklığının oraya yerleştiğini sandım ve dolabın içine girip kapağı da üstüme çektim.
Onunla savaşmak yerine onu dinlemek bana hiç iyi gelmemişti. Bunca zaman bu kadar net ve kindar olmamın sebebi işte buydu. Çünkü onu özlüyor ve seviyordum. Gerçekleri dinleyince bütün hatalarına ve onu affetme ihtimalimin olmamasına rağmen onunla olmak istiyordum.
Gri Hanım yine iş başındaydı.
"Sus." diye fısıldadım kendi kendime ama aslında ön plana çıkan Gri Hanım'a. "Bana umut verme, sus. Hiçbir gerçek bizi bir araya getiremez artık, sus."
Kafamı sola doğru yaslayarak gözlerimi kapattım. Tüm gece uyumadığımdan olsa gerek nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde uyuyup kalmıştım.
Devin, odanın kapısını korkuyla kırıp açana kadar uykum oldukça derin ve huzurluydu. Odaya dalıp adımı haykırmaya başladığında dolabın kapağını iterek açtım ve göz göze geldik. Ben uykulu gözlerle ona bakıyordum, o ise korku dolu gözlerle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEYL: KÖTÜLERİN ŞEHRİ
Ficção AdolescenteSadece kötülerin var olduğu bir şehirde hayatta kalabilir misin? Yekta kendini bir cesedin başında, elleri kanlı bir halde bulduğunda kötülük onun yakalarına yapışmıştı. Bir katil iyi insanların arasında yaşamını sürdürüp onların hayat kalitesini ma...