Hellö! Nasılsınız?
Oy verip yıldızı patlatmayı, satır aralarına düşüncelerinizi bırakmayı saaaaakkkın unutmayın. Desteğiniz için şimdiden teşekkür ederim🍭
VEYL
KÖTÜLERİN ŞEHRİ
BÖLÜM 47
YENİ ÖNCÜ VE YANCI
Kötülerin Şehri'ne düştüğüm ilk andan beri büyük bir savaş veriyordum. Bir anım bile tam anlamıyla huzurlu ya da ölümün ucunda değilmiş gibi hissettirmemişti. Her anımda ölümün kıyısında olduğumu, birinin beni kıyıdan aşağı itmek için ardımda sinsice beklediğini hissetmiştim. Güzel bir anımın ardından hep kötü bir an gelirdi çünkü Kötülerin Şehri böyle bir yerdi. Felaket, kan, kaos, vahşet, ölüm... Burada insanlar iyi hisler beslemeye, iyi olmaya çaba göstermezlerdi. Adı üstünde, burası Kötülerin Şehri'ydi ve en iyi bile Kötülerin Şehri'ndeyken yeterince iyi değildi.
Yeterince iyi kalamadığımı anladığım ilk an, Kıvanç Sidar'ı cümlelerimle öldürdüğümü sandığım andı. Herkes gibi elimi kana bulamak yerine bunu çok farklı bir şekilde ama en derinden gerçekleştirmiştim. O anda iyi yanımı yitirmiştim aslında.
Yine de Kötülerin Şehri mahkumlarının arasında iyi diye anılıyordum. İnsanlığın iyi kalan kısmını korumaya çalışandım. Bir şekilde şehrin katran karasına bulanmış kötülükleriyle savaşmaya çalışıyordum.
Savaşırken hesap edemediğim bir şey vardı. İyi kalmaya çalışan olsam bile şehrin en kötü virüsü bana da bulaşmıştı. İntikam.
Kötülerin Şehri'nde kimse cezasız kalmazdı. Bu düşünce beni öyle çok sarıp sarmalamıştı ki, Esin'i şehirde gördüğüm ilk anda bu düşünce tarafından boğulmuştum.
Esin'in ölmesini, ama öncesinde benim çektiğim kadar acı çekmesini istemiştim. Şehrin normaline kendimi fazlasıyla kaptırmıştım.
Şimdi bunun bedelini ödüyordum.
Yalnızca ben de değil, birçok kişi intikam hırsımın bedelini ödemiş ve ödeyecekti.
Esin'in, eski dostumun yara içindeki yüzüne, kinle kısılan ve kararan gözlerine bakarken öfkenin içimde tam anlamıyla yer edindiğini hissettim.
Ellerim ve üstümdeki gri forma Giray'ın kanına bulanmış bir vaziyette, patlamak üzere bir volkan gibi Yeşil bölgenin hemen önünde dikiliyordum.
Sık nefeslerim birbirini takip ederken, her nefeste öfkem daha da tırmanıyor ve kızgın bir boğa gibi hissetmeme neden oluyordu. Esin benim kırmızı mendilimdi.
"Yeşil bölgede sokağa çıkma yasağı ilan ediyorum, güvenliğimiz ve düzeni sağlama adına. Öncüm, dostum Giray, kardeşimi Siyah bölge halkından korumak istemişti. Öncümüzün katilinin en kısa sürede canıyla cezalandırılmasını talep ediyoruz."
Gözlerim bir hışımla meydanın ortasındaki direğin hemen önünden Kötülerin Şehri mahkumlarına haykıran Sinan'a döndü. Ona bakarken öfkem önce şaşkınlığa ardından hayal kırıklığına dönüştü. Bu öyle büyük bir hayal kırıklığıydı ki, bunun altından nasıl kalkacağımı bilmiyordum.
Güçsüz bacaklarımla öne doğru bir adım atmayı başardığımda can yakan bir çığlık, acı dolu bir feryat Kötülerin Şehri'nde yankılandı. Bu acı dolu çığlıkla birlikte direğin tepesine tünemiş olan kuşlar ciyaklayarak kanat çırpmaya başladılar ve sesleri çığlık sesine karıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEYL: KÖTÜLERİN ŞEHRİ
Teen FictionSadece kötülerin var olduğu bir şehirde hayatta kalabilir misin? Yekta kendini bir cesedin başında, elleri kanlı bir halde bulduğunda kötülük onun yakalarına yapışmıştı. Bir katil iyi insanların arasında yaşamını sürdürüp onların hayat kalitesini ma...