Hellö! Nasılsınız?
Bölüm sonu çok kritik. Yeni bir devir başlıyor, kısa sessizliğin tadını çıkarın :')
✩Yıldızı parlatmayı ve satır aralarına yorumlarınızı bırakmayı lütfen unutmayın✩
VEYL
BÖLÜM 18
ÖLÜMÜN DİBİNDE
Nefes al.
Nefes ver.
Nefes al... Alamıyorum.
Şehirde kimseye sırtımı dönmem derken bile haftalardır Sarah'a sırtımı yaslıyordum. Beni mutlu ediyordu, onunla uğraşabiliyordum. Fazlasıyla minik görünse bile onunla uğraştığımda içinden koca bir şeytan çıkıyordu. Kunter'in yanına gittiğimde bana ateşini püskürtemiyor, bunun yerine olduğu yerde tepiniyordu.
O yaşadığımız bu evde bize her konuda yardımcı oluyordu ama bir yardımcıdan fazlasıydı. Birlikte çok zamanımız olmamıştı ama daha çok zaman geçirdiklerimden bile daha çok sevmiştim onu. Çünkü bana yalan söylemedi, beni kullanmadı ya da sırtımdan bıçaklamadı.
Sarah, bir katildi ama elini kana bulama sebebi yalnızca kendini korumak istemesiydi. Kendisini abisine karşı korumuştu. Alkolik, uyuşturucu bağımlısı abisi onu her gece dövüyor, eziyet ediyordu. Son ana kadar dayandı ama bir gün eve başka bir adamla, sadece borcunu ödeyebilmek için geldiğinde işler değişti. Borcunu kardeşiyle ödeyecekti. Sarah, cesur bir kadındı. Önce ona dokunmaya kalkan adamı, ardından engel olmaya çalışan abisini öldürdü. Pişman değildi, zaten olmamalıydı da.
Onca acıyı çektikten sonra benim yüzümden ölmüştü. Sadece benim yanımda olduğu için, belki de benim yerime.
Bu bana o kadar ağır geldi ki hıçkıra hıçkıra ağlarken parmak uçlarım Kunter'in gömleğini sıkıca tuttu. Her an yere düşecek, üzüntüden bayılacak gibi hissetmeme rağmen Kunter'in beni sıkıca tutan kollarına güveniyordum. Saatlerce, hiç susmadan ağlayabilir ve kendimi parçalayabilirdim. Hiçbir şey yapmazken bile o kadar çok şeye sebep oluyordum ki bu yükün altından nasıl kalkacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
"Nefes al." dedi Kunter, nefes alamadığımı fark etmiş olmalıydı. "Sakin ol, sadece nefes al."
Denedim, çok kez. Beceremedim. Hıçkırıklarımın arasında sıkışıp kalmıştım. Nefessiz kalıp olduğum yere yığılabilirdim ama o ana kadar ağlamamı durduramazdım. Kabullenemiyordum, renklerden arınmış odamın ortasında, hemen yanındaki yatakta Sarah'ın ölü bedeninin var olduğunu kabul edemiyordum.
"Bir şey yap." dedim, Hıçkırıklarımın arasından belki de asla anlaşılmayacak bir şekilde. "Lütfen bir şey yap. Daha fazla dayanamam, bir şey yap."
Onca sözler verdim, en çok da kendime. Savaşacağımı, hayatta kalacağımı ve bir oyuncak olmayacağımı söyledim lakin beni devirmekte öyle ısrarcılardı ki sözlerimin ağırlığı altında ezilip kalıyordum. Bana yapsalar bu denli yaralanmazdım. Benim elimden bütün her şeyi alıyorlardı, sebebiyet olmamı sağlıyorlardı ve bunu aşamıyordum. Önce Rain, şimdi Sarah. Sıranın uzun olduğuna eminim. Sıranın Devin'ler olduğuna eminim.
"Şşt." dedi, sakinleştirmek ister gibi. "Önce nefes al."
"Yapamıyorum ben..." Cümlemin devamını getiremedim çünkü tıkanmıştım. Hafif geri çekilip çenemden tuttuğunda yüzünü görebildim. Bulanık görüyordum ama az çok ifadesini seçebiliyordum. Yavaşça nefes alıyor ve yine yavaşça bırakıyordu. Onu tekrar etmemi ister gibi, benden istediği şeyi canlandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEYL: KÖTÜLERİN ŞEHRİ
Teen FictionSadece kötülerin var olduğu bir şehirde hayatta kalabilir misin? Yekta kendini bir cesedin başında, elleri kanlı bir halde bulduğunda kötülük onun yakalarına yapışmıştı. Bir katil iyi insanların arasında yaşamını sürdürüp onların hayat kalitesini ma...