Hellö! Nasılsınız?
Geçen hafta bölüm gelemedi çünkü bölümde eksikler vardı, düzenlemem gereken yerler falan ve benim hiç vaktim yoktu. Hem vaktim hem de bunu yapacak kafam. O yüzden bu hafta kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Bol bol yorum yapmayı ve oy vermeyi lütfen unutmayın. Buraların da 17 Numara gibi kalabalık olduğu günleri görmeyi iple çekiyorum ve bu ancak sizlerin desteğiyle gerçekleşebilir❤
Bölüm öncesi alıntı için 17numaraofficial hesabına göz atmayı unutmayın💞
Beni instagram üzerinden ve buradan takip ederek desteklerinizi göstermekten çekinmeyin ihihihi
İyi okumalar ballar
VEYL
BÖLÜM 28
K.S
Asil Vural Akaslan, 2023 yılının Şubat ayında kazayla Mert Sayer adlı genç bir bisikletliye, motosikletiyle çarparak ölümüne neden olmuştu.
Bunun için ne kadar üzüldüğünü biliyordum ama bazen üzülmek yetmezdi. Annemi öldürenin de benzer bir kabahati olduğunu düşününce empati yeteneğimi tamamen kaybetmiştim.
Sayfaları karıştırdım ve Nisan ayına geldim. O ay yalnızca bir Gri şehre gelmişti ve o da erkekti.
Berkan Köksal, 2023 yılının Nisan ayında kazayla Sanem Akay'ın, yani annemin, arabayla çarparak ölümüne neden olmuştu.
Berkan Köksal, 2023 yılının Ekim ayında ölmüştü.
Dosyayı kapatarak sırtımı arkaya yasladım ve bir süre düşünme yetimi dahi kaybedecek noktada dolandım durdum. Annemin katili ölmüştü, hem de iki yıl önce. Aksini beklemiyordum zaten çünkü Kunter Gri dosyada dediğinde onu ölmüş olarak bulacağımı biliyordum. O benden önce öğrenmişti kim olduğunu, yaşayıp yaşamadığını.
Orada ne kadar öyle durduğumu, annemi kaybedişimin bir kaza olup sebep olanın bu şehirde benden önce yaşadığını, belki benimle benzer yollardan geçtiğini düşündüğümü bilmiyordum.
Empati yapmaya çalıştım. Sırf Gri olduğu için öldüğünü bildiğimden onunla empati yapmayı denedim ama yapamadım. Annemi benden alan kişiyle bir kaza olsa bile empati yapamayacaktım.
İyi ki karşılaşmamıştık, iyi ki. Bu iyi ki öldü demek değildi kendi içimde ama iyi ki işte... İyi ki gözlerime bakıp bana kendini anlatmaya çalışmamış, özür dilememiş, af dilememişti. Annem kadar vicdanlı, iyimser değilim demiştim, yine olamazdım. Her ne kadar bu şehrin en vicdanlısı, iyimseri gibi görünsem de normal insanların arasında değildim.
Burada yalnızca ruhumu onların karanlığından korumaya çalıştığım için bu kadar ince bir ip üstünde yürür gibi gergin, gereğinden fazla iyiye odaklıydım. Etrafımda kötülük görünce patlıyordum, çileden çıkıyordum ki Kunter'e yaptığımda buydu.
Cümlelerim kırıcı olabilirdi ama onun yaptıkları karşısında çoktan parçalara ayrılıp yok oluşa sürüklendiğimi kimse görmüyordu.
Odanın kapısı aralandığında kıpırdamadım. Kunter, önce kafasını hafif araladığı kapıdan içeri uzattı ve beni gördü. Ardından bedenini hafif aralıktan içeri sokup kapıyı sessizce kapattı. Yanıma gelirken temkinliydi, diken üstünde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEYL: KÖTÜLERİN ŞEHRİ
Novela JuvenilSadece kötülerin var olduğu bir şehirde hayatta kalabilir misin? Yekta kendini bir cesedin başında, elleri kanlı bir halde bulduğunda kötülük onun yakalarına yapışmıştı. Bir katil iyi insanların arasında yaşamını sürdürüp onların hayat kalitesini ma...