48 | Hazar Sidar

6K 688 608
                                    

VEYL

KÖTÜLERİN ŞEHRİ

KÖTÜLERİN ŞEHRİ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 48

KIRMIZI BÖLGE ÖNCÜSÜ AMBER

HAZAR SİDAR

Acının midene oturması diye bir şey vardı. Belki kimse bunun kelime olarak karşılığını bir türlü bulamıyordu ya da bir türlü tam anlamıyla ifade edemiyorduk ama acı midene oturduğunda oradan bir daha asla kalkmıyordu. Öyle ki bu acı, insanı içten içe çürüten bir virüse dönüştüğünde tek yapabildiğiniz, ölümünüzü beklemekti.

Hiçbir zaman ölümünü bekleyen o kadın olmadım.

Ölümü insanlara bekleten kadındım, her zaman.

Sessizliğim, acının dozajını ayarlıyor olmam demekti. Ne kadar sessiz kalırsam, yaratacağım acı o denli büyük olurdu. Korku, acıyı beslerdi ve beklenti insanı korkuturdu.

İnsanlara acı verirken, onların zayıf noktalarından faydalanırken bir gün bunun benim de başıma gelebileceğini biliyordum.

Bir gün biri de benden en sevdiğimi alacaktı.

Sevip de yeterince söyleyemediğimi, isteyip de istemediğimi söylediğimi.

Giray benim ilk ve son aşkım, yaşamım boyunca her anımda sevebildiğim tek kişiydi. Nefret ederken bile sevdiğim, sevdiğim için kendime kızdığım ama kızdığım için kin güdemediğim yegane insandı.

Benimle hayaller kuran, kötülüklerime rağmen hayallerinden asla vazgeçirmeyen ve bu hayalleri bana da arzulatan tek kişi.

Bana nefreti, kini, öfkeyi, kıskançlığı değil de sevgiyi arzulatan sevgilim.

Hayatı boyunca yaptığı en büyük kötülük, daha iyi bir yaşam için kaçırdığı birkaç milyon dolarlık mal olan adam. Daha iyi bir yaşam için kötülük yapıp Kötülerin Şehri'nde ölen o adam.

Herkesin sevdiği ama herkesin sevmediğini severek ölen Yeşil Bölge Öncüsü Giray.

Çıplak ayaklarımı soğuk zemine basıp üç gün sonra yataktan kalktığımda gördüğüm ilk şey, aynadaki yansımam olmuştu. Yansımamla göz göze geldiğimde elimin karnımın üzerinde olduğunu fark ettim. Yıllar önce Giray'la sahip olacağımız ikiz bebeklerimiz işte tam buradaydılar. Karnımın içindeydiler ve kalpleri atıyordu. Sonra... Sonra ben onları öldürdüm. Kendimi öldürmeye çalışırken onları öldürdüm. Onları öldürdüğümde öldürdüm içimde kalan merhametin son kırıntılarını.

Ne demişti, Yekta? Kötülük sanırım bu şehirde bulaşıcı. Yoksa senin sırf acınası gözükmek ve sevdiklerinin kalbini kırmak için karnındaki masumların canına kıydığını asla öğrenemezdim. Hala katil olmadığını savunman ne kadar ironik.

VEYL: KÖTÜLERİN ŞEHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin